Neslihan KALKAN
Sedef hastalığını, belirtilerini tedavi yöntemleriyle Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burhan Engin değerlendirdi.
Sedef hastalığı; vücudun belli bölgelerinde görülebildiği gibi tüm vücutta da görülebilme potansiyeline sahip, deri yüzeyinde kepekli, sedefli, kızarık alanlar şeklinde seyreden bir deri hastalığı olarak tanımlanıyor. Hastalığın hem lokal hem de genel seyredebildiğini söyleyen Prof. Dr. Engin, “Sedef hastalığına klinik olarak baktığımız zaman vücudun belirli bölgelerine yerleşmiş eritemli, kızarık ve kepekli alanlar görürüz” dedi. Bu alanları diz, dirsek, sakral bölge, temporal bölge gibi alanlar olarak tanımladıktan sonra sedef hastalığıyla alakalı “Bu bölgelere yerleşmiş üzerinde kirli beyaz, gümüş rengi sukuamlarla seyreden tipik bir hastalıktır” ifadelerine yer verdi. Prof. Dr. Engin, tamamen genetik yapılı bir hastalık olmamakla birlikte, genetik yatkınlığı olan kişilerde çevresel faktörlerin etkisiyle ortaya çıkabilen bir hastalık olan sedef hastalığı için “Obezite, stres, sigara içme gibi unsurlar hastalığı tetikliyor” dedi.
Hastalık Sosyal İzolasyona Neden Olur
Toplumda hastalığın bulaşıcı olduğu yönünde bir algı bulunduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Engin, “Bu durum kişinin kendini toplumdan hatta ailesinden bile soyutlayabilmesi sonucunu beraberinde getirir” dedi. Sedef hastalığının avuç içi, saç derisi ve tırnak gibi alanlarda görülebildiğini kaydeden Prof. Dr. Engin, hastalığın bazı durumlarda eklem tutulmalarına da yol açıp kalıcı hasar verebileceğini belirtti. Hastalığın özel bir yaş grubuna ait olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Engin, “kadın- erkek, çocuk, yetişkin gibi bir ayrım söz konusu değildir” şeklinde konuştu. Ülkemizde sedef hastalığının görülme oranının %1 ve %2 olduğunu aktaran Prof. Dr. Engin, “Burada önemli olan hastalığın kişiyi ve sosyal yaşamını ne kadar etkilediği ve vücudun ne kadarına yayıldığıdır” ifadesine yer verdi.
Prof. Dr. Engin, sedef hastalığına eşlik edebilecek en önemli rahatsızlığın eklem romatizması olduğunu vurgularken, bunun dışında obezite, hipertansiyon, insülin direnci gibi hastalıkların da sedefle birlikte görülebileceğini aktardı. Bir arada görülebilen bu hastalıkların hangisinin sebep hangisinin sonuç olduğunun ise belli olamayacağını belirtirken, “Örneğin sigara içen kişilerde sedef artabilir, sedefin artmasıyla da sigara tüketimi sıklaşabilir” diye konuştu. Hastalığın tedavi yöntemlerinden bahseden Prof. Dr. Engin, “Tedaviye karar verirken sedefin kişinin vücudunda ne kadar bir alan kapladığını ve hastayı ne kadar etkilediğini göz önünde bulundurarak süreci başlatıyoruz. Hastalığın vücudun yüzde kaçını etkilediğine dair bir skorlama yaptıktan sonra bu skorun sonucuna göre tedavi şeklimizi belirliyoruz” diyen Prof. Dr. Engin, hastanın hangi tür ilaç kullanacağını da bu şekilde belirlediklerini kaydetti.
Sedef Hastalığında Işık Tedavisi
Prof. Dr. Engin, “Sedef hastalığı metabolik sendrom dediğimiz insülin direnci, obezite, hipertansiyon gibi hastalıklara eşlik ediyorsa tedavide ilk basamak olarak fototerapi olarak bilinen ışık tedavisini uyguluyoruz” dedi. Bu tedavinin yönteminden bahsederken hastanın haftanın belli günlerinde gözünü ve vücudunun belli alanlarını koruyarak bir kabine girerek tedavi olduğunu söyledi. Prof. Dr. Engin, bu yöntemin sonuç vermediği durumlarda enjeksiyon ve hap kullanma yoluna gidildiğini ifade etti.