Hande Nur OCAK
Dördüncü sanayi devrimi olarak adlandırılan Endüstri 4.0, modüler akıllı fabrikaların ve siber fiziksel sistemlerin olduğu ileri bir teknoloji olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye’nin bu süreçte nasıl bir dönüşüm sağlaması gerektiği ve Endüstri 4.0’ın hangi sektörlerde ön plana çıktığını, İstanbul Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sayım Yorğun anlattı.
Altyapı Oluşturulması Lazım
Endüstri 4.0 ile birlikte gelişen teknolojiye çok daha geniş bir perspektiften bakmamız gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Yorğun, “Bu yüzyıla kadar düşünce özgürlüğünden bahsederken aslında düşüncenin ifade edilmesi özgürlüğünden bahsediyorduk. Ama üzülerek söylüyorum ki 21.yy’da düşüncenin kontrol altına alınabilme ihtimali çok yüksek. Daha açık bir ifade kullanayım; beynimizin hacklenmesi sorunuyla karşı karşıyayız” dedi. Endüstri 4.0’a yönelik önemli adımların otomotiv ve iletişim sektöründe olduğunu belirten Prof. Dr. Yorğun, bunun Türkiye için yeterli olmadığının, bu yatırımların teşvik edilmesi ve altyapının oluşturulması gerektiğinin altını çizdi.

Şirketler Dijital Dönüşümlerini Tamamlamalı
Endüstri 4.0 ile birlikte fiziksel emeğe duyulan ihtiyacın azaldığını söyleyen Prof. Dr. Yorğun, Endüstri 4.0’ın hayata geçmesindeki ön şartlardan birinin şirketlerin dijital dönüşümlerini tamamlaması olduğunu belirtti. Kültürel anlamda da dijitalleşmeyi gerçekleştirmemiz gerektiğini kaydetti. “4.0’ın özellikle insan, teknoloji ve süreçler üzerindeki etkilerine iyi odaklanmamız lazım” diyen Prof. Dr. Yorğun, bir dönüşüm yolculuğuna çıkmamızı ve bazı kavramlara dikkat etmemiz gerektiğini söyledi. “Siber güvenlik, akıllı fabrikalar, yatay dikey entegrasyon, siber fiziksel sistemler gibi büyük veri kavramıyla irtibatlı olmamız lazım. İnsan, sistem ve internet arasındaki ilişkiye odaklanmamız lazım” kanaatinde bulunan Prof. Dr. Yorğun, geleceğin inşaa edilebilir olduğunu ve asıl olanın bizim nasıl bir gelecek inşa etmek istediğimiz olduğunu ifade etti.
Diplomanın Değil Bilginin Peşinde Olmalıyız
Endüstri 4.0’ın sanal süreçleri üretimde ve hizmette ön plana çıkararak ekonomik büyümenin lokomotifi olma potansiyeline sahip olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yorğun, “Endüstri 4.0’ın istihdamı ortadan kaldıracağı tartışılır ama aynı zamanda istihdam yaratacak. Verimliliği artırma potansiyeli, iş güvenliğini yükseltme potansiyeli çok yüksek” dedi. Bu potansiyeli değerlendirmek için eğitimin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Yorğun, “Üniversitede derse giriyorsunuz hocanız slaytlarla ya da tahtada yazdıklarıyla size bir şeyler anlatıyor. Siz onları yazıyorsunuz vize ve finalde ezberliyorsunuz ve ondan sonrada bir diploma alıp gidiyorsunuz. Böyle bir eğitim anlayışının olduğu bir toplumda Endüstri 4.0’ı anlamak, algılamak, anlatmak ve adapte olabilmek maalesef mümkün değil. O zaman öncelikle eğitim anlayışımızı değiştirmemiz lazım” diyerek diplomanın değil bilginin peşinde olmamız gerektiğini vurguladı.
“Gençlerin Hayal Gücüne Odaklanmalıyız”
Eğitim anlayışımızın değişmesi için ilkokuldan itibaren üretici bir mantıkla, pasif öğrenme mantığı yerine süreçler içerisinde yer alan deneme yanılma yöntemlerinin bizzat uygulanması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Yorğun, eğitimde özellikle gençlerin hayal gücüne odaklanmamız gerektiğini ifade etti. Bugüne kadar ekonomiyi kıt kaynaklarla sınırsız ihtiyaçları karşılamak olarak düşündüğümüzü dile getiren Prof. Dr. Yorğun, şimdi ekonomin temelinde sınırsız bir kaynak olan bilginin var olduğunu ve bilginin ana kaynak olduğu düşüncesinden hareket ederek bilgi üreten bir topluma gitmemiz gerektiğini söyledi.