Yağmur Ceren KURAL
Bilim felsefesi, bilimin ne olduğunu, bilimsel düşüncenin yapısını, bilimsel yöntemlerin işlevselliğini, bilimsel sonuçların özelliklerini, bilimin değerini ve bunlar gibi bilim hakkında sorulabilecek soruların cevabını arayan felsefi bir yaklaşımdır. Bilim felsefesiyle ilgili merak edilenleri Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özgüç Güven ile konuştuk.
Bilim ve felsefe arasındaki bağlantının çok eskiye dayandığını belirten Doç. Dr. Özgüç Güven, felsefe ve bilimin birbirinden ayrılamaz bir bütünlük içerisinde olduğunu belirtti.
“Bütün Bilimler Felsefeyle İç İçeler”
Bilimin ortaya çıktığı her yerde felsefenin bilimi desteklediğini, bilime yol gösterdiğini, bilimde daha derin bir kavrayış sağladığını kaydeden Doç. Dr. Güven, “Felsefe bütün bilimlerin, bütün disiplinlerin anasıdır. Bizim sınıflandırabileceğimiz bütün bilimler felsefeyle iç içeler. Felsefenin kolları içinde meydana geldiler. Bu bakımdan bilimsel sorular ve insanların kendilerine sorduğu anlam soruları felsefenin ilgisi içerisindedir” dedi.
Bilimsel çalışmaların felsefeden beslendiğine dikkat çeken Doç. Dr. Güven, bilime büyük katkı yapmış tüm bilim insanlarının felsefeyle bağ içerisinde olduğunu dile getirdi. Doç. Dr. Güven, dünyada bilimsel gelişmelerin sonunun gelmediğinin altını çizerek, “Bilim üretebilmenin koşulu felsefeyle bağ içinde olmaktır. Felsefe; bilime buluş mantığı, yaratıcılık kazandırır. Bilim insanı kendi alanında felsefeden edindiği kavrayışla, açık görüşlülükle, ufukla çalışmalar yapar” ifadelerini kullandı.
“Felsefe, Bilimin Neye Odaklanacağını Belirler”
Felsefenin var olan her şeyle ilgili olduğunu aktaran Doç. Dr. Güven, “Her kavrayış, her düşünce, her yaklaşım felsefi bir soruşturmanın konusu olabilir. Bilim dediğimiz araştırmayı dayatabileceğimiz yer de felsefi düşünceyle ilgi içerisindedir. Filozofların düşünce biçimi olan dünyaya eleştirel bakabilmeyi, gidimli düşünebilmeyi bilim insanları da yapıyor. Felsefe, bilimin neye odaklanacağını belirliyor. Bilim insanı bunu felsefeden aldığı donanımla yapıyor” şeklinde konuştu.
Filozofların 17. yüzyıla doğru bilimi temellendirme çabasında olduklarını vurgulayan Doç. Dr. Güven sözlerine şu şekilde devam etti: “Filozoflar bilimin önermelerini saptamak istediler. Bu durum filozofların bilgi kuramlarına yansıdı. Filozofların hep bilimle ilgisinin sürdüğünü söylemek lazım. Yakın zamana geldiğimiz de ise bilim felsefesi denilen disiplinle birlikte bilimin felsefi olarak çözümlenmesi de bir sorun haline geldi.”
Felsefe Hep Soru Soracak
Bilimin vazgeçilmez bir insan etkinliğine dönüştüğünü bildiren Doç. Dr. Güven, “Dünyada bilinenlerin sayısı ne kadar artarsa artsın, insanın dünyayla kurduğu ilişki felsefe açısından her zaman sorgulanmaya devam edecek. Bu açıdan felsefe, bilimsel gelişmeler hakkında hep soru sormaya devam edecek. Bilimsel gelişmeler felsefeyi besliyor. Bilim insanlarına bu tartışmalar kendi çalışma alanlarının sınırlarını hesaba katmaları açısından katkı sağlıyor” dedi.
Doç. Dr. Güven, “Felsefe; sunulanın sınırlarını sarsıp, sınırları ortadan kaldıran, yeni yeni sınırlar koyan bir arayıştır. Dolayısıyla bu arayışın canlı olacağı yerde bilimsel etkinin değişeceği, güçleneceği beklenmelidir” diyerek sözlerini noktaladı.