Hande Nur OCAK
İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Temel Tıp Bilimleri Anabilim Dalı Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Güven Külekçi ve Doç. Dr. Nursen Topcuoğlu Koronavirüse karşı diş hekimliği uygulamalarında alınması gereken standart önlemler hakkında bilgi verdi.
Diş hekimliği hastaları ve çalışanları, ağız boşluğunu ve solunum yollarını enfekte eden virüsler ve bakteriler dâhil patojen mikroorganizmalara maruz kalabilmekteler. Verilen bilgiye göre diş tedavisi ortamında hastalarla yüz yüze, sıklıkla tükürük, kan ve diğer vücut sıvılarına maruz kalma ve keskin aletlerin kullanılması gibi işlemlerle solunum yoluyla bulaşan enfeksiyon riskine her zaman açık olduğu ifade ediliyor. Yeni koronavirüs enfeksiyonunun (COVID-19) diğer koronavirüs enfeksiyonları gibi solunum salgıları ile bulaştığı düşünülüyor. Yapılan açıklamaya göre hasta kişilerden öksürük, hapşırık, gülme, konuşma sırasında çevreye saçılan virüs içeren solunum salgısı damlacıkları, sağlam kişilerin mukozalarına temas ederek bu kişilerin hastalanmasına neden oluyor. Hastalığın bu şekilde insandan insana bulaşması için yakın temas (1 metreden yakın) gerekli. Hasta olan bir kişi öksürdüğünde veya hapşırdığında, ağıza giren solunum damlacıkları ya da yakındaki insanların burunlarına ve muhtemelen akciğerlere solunabildiği belirtiliyor.
Diş Hekimleri Şüpheli Bir Vakayı Belirleyebilmeli
Covid-19 ile hasta olmuş kişiler için asemptomatik inkübasyon süresinin 1-14 gün olduğu belirtiliyor. Böylece semptomları olmayanların da virüsü yayabileceği ileri sürülüyor. Hasta bireylerin tükürüğünde canlı virüslerin bulunduğu da bildirilirken; bu nedenle, diş hekimliğinde hasta tanı ve tedavisi sırasında virüsün bulaşmasını önlemek için hasta değerlendirmesi, el hijyeni, diş hekimleri için kişisel koruyucu önlemler ile diş hekimliği işlemlerinde virüs bulaşmasını engelleme yollarının da uygulanması gerektiği söyleniyor.
Tedavi öncesi hastanın değerlendirmesi sırasında diş hekimi, Covid-19’lu hastanın akut ateşli fazda kliniğe gelme isteğini reddetmesi gerektiği belirtiliyor çünkü koronavirüs semptomlarının grip ya da soğuk algınlığı semptomlarını taklit ettiği söyleniyor. Hastaların yaşadığı başlıca semptomlar arasında üst solunum problemleri, ateş, öksürük ve burun akıntısı olduğu söylenirken diş hekimlerinin salgında her şeyden önce, şüpheli bir Covid-19 vakasını belirleyebilmesinin önem arz ettiği belirtiliyor.
Şüpheli Vakalar Sağlık Bakanlığınca Belirlenmiş Tedavi Merkezlerine Yönlendirilmeli
Şüpheli Covid-19 vakası değerlendirilirken, vücut sıcaklığı temassız alın termometresiyle ölçülmesi gerektiği vurgulanıyor. Vücut sıcaklığı 37.3°C’nin üzerinde ise ve hastanın herhangi bir şiddette akut solunum yolu hastalığı (ateş, öksürük) olan ve son 14 gün içerisinde; doğrulanmış Covid-19 vakası ile yakın temas etmiş olması, hastane ilişkili Covid-19 bildirilen bir ülkede ilgili sağlık tesisinde bulunan salgın alanlarda (Çin Halk Cumhuriyeti, Singapur, İran, Tayland, Japonya, Hong Kong, Güney Kore, İtalya) bulunmuş olması ve Covid-19 enfeksiyonu hastalarının tedavi edildiği birimlerde görev yapan sağlık personeli olası vaka olarak kabul edilerek, Sağlık Bakanlığı’nca belirlenmiş tedavi merkezlerine yönlendirilmesi gerektiği ifade ediliyor.
Vücut sıcaklığı 37,3°C’nin altında ve yukarıdaki risk faktörleri bulunmayan hastaların tedavi işlemleri ekstra koruma önlemleri ile sıçrayan ya da aerosole yol açan işlemleri önleyerek (işlem öncesi gargara kullanımı, rubber-dam kullanımı, anti retraksiyon valfi bulunan aeratör kullanımı gibi) uygulanması gerektiği söyleniyor.
Hapşıran İnsanlara Bir Metreden Daha Fazla Yaklaşılmaması Gerekiyor
Hastalığın tedavi esnasında uygulanması gereken standart önlemler şu şekilde sıralanıyor: CDC (Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi), hastalarla temastan sonra en az 20 saniye boyunca elleri sabun ve su ile yıkamak veya alkol bazlı bir el dezenfektanı kullanmak da dâhil olmak üzere solunum virüslerinin yayılmasını öneriyor.
Verilen bilgiye göre sabun ve su yoksa en az %60 alkol içeren dezenfektan kullanılması gerekirken, yıkanmamış ellerle gözlere, buruna ve ağıza dokunmaktan kaçınılması gerekiyor. Öksürürken ve hapşırırken ağız ve burun çıplak elle değil mendil ya da kolla kapatılması gerektiği belirtiliyor. Kullanılan mendiller çöpe atılmalı; sık dokunulan nesneler ve yüzeyler temizlenmeli ve dezenfekte edilmesi gerektiği söylenirken öksüren, hapşıran insanlara bir metreden daha fazla yaklaşılmaması ve kullanılan yüz maskeleri de bağlantısından tutularak çıkartılması ve çöpe atılması gerekiyor.
Diş hekimliği ağız diş sağlığı hizmetinde enfeksiyon kontrolü ve önlenmesi uygulamalar ise şu şekilde sıralanıyor: Ellerde gözle görünür kirlenme olduğunda, kan, tükürük ya da solunum salgıları ile kontamine olabilecek alet ve ekipmana doğrudan dokunduktan sonra, hasta tedavisi öncesi ve sonrasında, eldiven giymeden ve eldiveni çıkarttıktan hemen sonra yapılmalı ve gözle görünür kirlenme olmadığı durumlarda alkol bazlı bir el dezenfektanı kullanılmalı.
Solunum Yolu Enfeksiyonu Semptomu Bulunan Hastalar Diğer Hastalardan Uzak Tutulmalı
Yapılan açıklamaya göre yeterli ve uygun Kişisel Koruyucu Donanımlar (KKD) sağlanmalı ve çalışan için erişilebilir olduğuna emin olunması gerekiyor. Tüm personellerin doğru KKD seçimi ve kullanımı üzerine eğitilmesi gerekenler ise şu şekilde sıralanıyor: Kan, vücut sıvıları, mukoza membranları, bütünlüğü bozulmuş deri ya da kontamine alet ile potansiyel temas durumunda eldiven giyilmeli, eldivenler tekrar yıkanıp kullanılmamalı, eldiven giymeden önce ve çıkardıktan hemen sonra eller yıkanmalı, kan, tükürük ya da başka infeksiyöz materyalle temas öngörüldüğü durumlarda önlük kullanılmalı, kan ve diğer vücut sıvılarının sıçrayabileceği işlemlerde, maske, gözlük/siperlik kullanılmalı ve donanımlar çalışma alanını terk etmeden önce çıkartılması gerekiyor.
Solunum yolu enfeksiyonu bulguları ve semptomları olan hastalara ve hastaya eşlik eden kişilerin ziyaret boyunca devam eden solunum sekresyonlarını içeren önlemlerin uygulanması gerektiği ifade ediliyor. Bu önlemler: hastalara öksürme ya da hapşırma esnasında ağızlarını örtmeleri, kullanılan mendilin atılması, ellerin yıkanması ile ilgili uyarılar asılması, atık için elle temassız açılan çöp kutuları yerleştirilmeli, bekleme alanının yakınına el hijyeni uygulama imkânı yaratılmalı, öksürüğü olan ya da başka semptomları bulunan hastalara maske kullanmaları önerilmeli, solunum yolu enfeksiyonu semptomu bulunan hastalar diğer hastalardan mümkün olduğunca uzak tutulmalı.
Personelin, solunum yolları enfeksiyon bulguları ve belirtileri olan hastaların tedavisinde solunum patojenlerinin yayılmasını önlemek için enfeksiyon önleme tedbirlerinin önemi konusunda eğitilmesi gerektiği bildiriliyor. Bu eğitimde hastaların tedavi sonrası uygulanması gereken önlemler ise şu şekilde sıralanıyor: Kliniğin kapısı kapatılmalı, pencereler açılıp havalandırılmalı, klinik yüzeyler orta düzeyli ve çevre yüzeyleri düşük düzeyli dezenfektanlar kullanılarak temizlenip dezenfekte edilmeli.
Bu önlemler sonrasında uygun bekleme süresi geçtiğinde kliniklerin tekrar kullanıma açık hale getirilebileceği ifade ediliyor.