Dr. Öğretim Üyesi Özlem KALAN
Dünya Kadınlar Günü, Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanmış olarak her yıl 8 Mart’ta kutlanan, son yıllarda çoğunlukla hediye ve çiçek imgeleriyle sunulsa da aslında kadın hakları konusunda ses getirmek için önem taşıyan uluslararası bir gündür. Bugün gelinen noktada toplumsal cinsiyet ayrımcılığı ve özellikle kadınların ekonomik, sosyal ve kültürel alanlardaki hakları konusunda oldukça ciddi bir yol katedilmiştir. Ancak hala cinsiyet eşitliği sağlanamadığı ve kadına şiddet sürdüğü için gidilecek çok yol vardır. Feminist mücadele ile kazanılan hakların yanında son yıllarda yoğun olarak yapılan akademik çalışmalar, sivil toplum ve meslek örgütlerinin çalışmaları da toplumsal cinsiyet alanındaki farkındalığın artmasına önemli bir katkı sağlamıştır.
Kadınların toplumsal hayatın hemen her alanında ayrımcılığa ve haksızlığa uğradığını gösteren pek çok araştırma bulunmaktadır. Dünyada ve ülkemizde hala eğitim alma ve çalışma özgürlükleri kısıtlanmakta, çalıştıklarında ise ücret, terfi ve çalışma koşulları bakımından sorunlarla karşılaşmaktadırlar.
Kadınlara ilişkin yerleşik toplumsal cinsiyet rolleri ve kalıpyargıları, kadınların meslek tercihlerini de etkilemektedir. Bu doğrultuda hemen her meslek erkeklere uygun görülürken bazı meslekler özellikle kadınlara uygun görülmekte ve kadınlar bu mesleklere yöneltilmektedir. Halkla ilişkiler mesleği de ‘kadın mesleği’ olarak algılanan meslekler içinde yer almaktadır.
Halkla ilişkiler mesleğinde kadının konumu yıllardır üzerinde tartışılan bir konudur. Halkla ilişkiler daha çok kadınların tercih ettiği ve istihdam edildiği bir meslektir. Farklı ülkelerde yapılan çeşitli araştırmalarda halkla ilişkiler sektöründe kadın oranının erkeklere göre daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Marketing Türkiye dergisinin araştırmasına göre (2005), Türkiye’de halkla ilişkiler profesyonellerinin %69’u kadındır. Türkiye Halkla İlişkiler Derneği (TÜHİD) üyelerinin %73’ü kadındır. Ancak meslekte çoğunluğu oluştursalar da araştırmalar, kadınların daha düşük konumlarda istihdam edildiği, yönetici konumuna yükselmek istediğinde ise cam tavanla karşılaştığı, daha düşük ücretlerle çalıştırıldığı, terfi konularında erkeklere göre daha dezavantajlı olduğunu göstermektedir. (Görpe ve Öksüz, 2014) Amerika Halkla İlişkiler Derneği’nin 2010 yılında yaptığı “İş, Hayat ve Toplumsal Cinsiyet” başlıklı araştırmasına göre de kadın ve erkekler arasında, maaş ve roller açısından önemli farklılıklar bulunmaktadır.
Halkla ilişkiler alanında kadınların yönetici pozisyonlara gelmeleri zordur ancak bu fırsatı yakalayanların ne kadar başarılı oldukları da görülmektedir. Her kadının karşılaştığı toplumsal cinsiyet ayrımcılığı konusundaki engellerle karşılaşmasına rağmen Türkiye’de halkla ilişkiler mesleğinin oluşmasına ve gelişmesine büyük katkı sağlayan ve mesleğinde en üst noktaya ulaşmayı başaran Betül Mardin bu anlamda güzel bir örnektir.
Betül Mardin Türkiye’de halkla ilişkiler mesleğinin duayen ismidir. Köklü ve geleneklere önem veren bir aileden gelen Mardin, eğitimini babasının kararı nedeniyle bırakmak zorunda kalmış, o günkü adıyla Arnavutköy Kız Koleji eğitimini tamamladıktan sonra üniversiteye devam etmesine izin verilmemiştir. O günlerde kadınların eğitim alma şansları çok düşük olduğu için bu bile büyük bir fırsat sayılmaktadır. Aldığı eğitiminin de katkısıyla çeşitli işlerde çalıştıktan sonra 1969 yılında başladığı Akbank’taki işiyle halkla ilişkiler mesleğinde başarılı olarak kendini ispatlamıştır. Bu dönemlerde halkla ilişkiler mesleğinin bilinmemesinin yanında bir başka sorun da Türkiye’de kadınların çalışma hayatında yer almalarının çok zor olması ve erkek egemen bir dünyada eşitsiz koşullarda çalışmak zorunda kalmalarıdır. Betül Mardin, halkla ilişkilerin diğer bir önemli ismi Alaeddin Asna ile birlikte A&B İletişim ajansını ve sonraları İmage isimli halkla ilişkiler ajansını kurmuştur. Halkla ilişkilerle ilgili uluslararası toplantılar düzenlemiş daha da ileri giderek 1995 yılında Uluslararası Halkla İlişkiler Derneğinin (IPRA) başkanlığını yapmış, mesleğin gelişimi konusunda her alanda mücadele etmiştir. Deneyimlerini üniversitede verdiği derslerle öğrencilerle paylaşmış bu amaçla Fakültemizde de dersler vermiştir. Başarılı bir halkla ilişkiler uzmanı olmasının yanısıra bir kadın olarak başarılı kariyeri ve güçlü duruşuyla da örnek gösterilecek bir figürdür. Kadınlara fırsat eşitliği sağlandığında neler başarabilecekleri kendi hayatları ve ülkelerine ne büyük katkılarda bulunabileceklerini ispatlayan pek çok başarılı kadın örnek gösterilebilir.
Kadınların çalışma ve özel hayatlarında eşit fırsatlara sahip olabilmeleri toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, mesleki sorunların azaltılması, toplumsal barışın inşa edilmesi ve ekonomik kalkınma gibi birçok sorunun da çözümü için olanak sağlayacaktır. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun!