Haber: Aleyna Ulusoy
Türkiye’de uydu sistemiyle yayın yapan üç ekonomi kanalından biri olan Ekotürk TV’de Genel Yayın Koordinatörü Yardımcısı Doğan Özkan, İletim’in sorularını yanıtladı.
Bölüme göre meslek seçenlerden değil, seçtiği mesleğe göre okuyacağı bölümü kazanan şanslı azınlıklardan olduğunu vurgulayan Özkan; “İletişim Fakültesine girdiğim andan itibaren de mesleğe girişin yollarını aradım. Herkes gibi ben de stajyer olarak mesleğe başladım. İlk durağım Habertürk TV oldu. Habertürk’te uzun bir dönem maç bileti karşılığında çalıştım. İş yoğunluğu sebebiyle okul hayatıma uzun bir ara verip kendimi mesleğe adadım” diye konuştu.
Mesleğe 18 yaşında başladığını belirten Özkan, sektöre erken yaşta girmenin bazı avantajları da beraberinde getirdiğini söyledi.
İş hayatına erken başlamasının rakiplerinden daha tecrübeli olması yönünde avantaj sağladığını ifade eden Özkan; ”Ben 18 yaşında doğrudan sektöre girme kararını alırken büyük risk aldım. Bugün içerisinde bulunduğum duruma baktığımda aldığım bu riskin tuttuğunu düşünüyorum. Ama en ideali akademi ve sektörü bir arada götürmek olurdu” dedi.
Medyanın Altın Çocuğu
Kendisinden “medyanın altın çocuğu” olarak bahsedilen ve adına açılan Ekşi Sözlük başlığında da bu tabirle anılan Özkan, tabirin ilk olarak Habertürk TV’de Spor Müdürü Emin Çağlar tarafından kullanıldığını belirtti. Medya sektörüne stajyer olarak başladığı yıllardan itibaren çalışma azmi ve başarısından dolayı bu tabirin ortaya çıktığını ifade etti.
“Kariyerimi ekonomi alanında sürdürmek istiyorum”
Sektöre girdiği andan itibaren tek hedefinin spor alanında ilerlemek olduğunu ancak bu hedefinin daha sonra değiştiğini belirten Özkan; “Apara’da Haber Müdürlüğü görevini yapan Serdar Kuter’in telkinleriyle ekonomiyi tercih ettim. Doğru da karar vermişim. Kariyerimi ekonomi gazeteciliğinde devam ettirmek istiyorum. Bu vesileyle de Serdar Kuter’e teşekkürü bir borç bilirim” dedi.
“Sistem gelen ekonomik veriler üzerine kurulu”
İçerideki ve dışarıdaki her gelişmenin ekonomiyi doğrudan etkilediğini, bu nedenle birçok gelişmenin ekonomide de gündem haline geldiğini belirten Özkan, ekonomi alanında da gündeme dair gelişmelere karşı hassasiyetin oluştuğunu söyleyerek: “Ekonomi kanalı aslında normal bir haber kanalına göre daha sakin bir yapıya sahip. Sistem gelen ekonomik veriler üzerine kurulu. Veri takvimi de yaklaşık 1 ay öncesinden belli oluyor. Bu da haber merkezine hazırlanmak için yeterli zamanı sağlıyor. Böylece ‘Sürpriz gelişme’ kısmı mümkün olduğunca azalıyor. Ancak biz de diğer haber kanalları gibi sabah haber toplantısıyla güne başlıyoruz” diye konuştu.
Özkan, Türkiye’de uydu sistemiyle yayın yapan ekonomi kanallarının, Avrupa ülkelerine kıyasla daha az olmasının sektöre etkisinin ne olduğu sorusuna ”Bu sektördeki kanal yöneticileri açısından pozitif bir durum. Bu reklam pastasının daha aza bölündüğü; dolayısıyla alınacak payın daha fazla olacağı anlamına gelebilir. Ancak bir de istihdam boyutu var. Ekonomi televizyonculuğuyla ilgilenen bir kişinin çalışabileceği yalnızca 3 kanal olduğu anlamına gelir. Bu açıdan da negatif bir durum olarak değerlendirebiliriz” yanıtını verdi.
Söyleşinin sonunda ekonomi alanında çalışmak isteyen gazetecilerde aradıkları başlıca özelliklerin gündeme hakimiyet ve yabancı dil olduğunu belirten Özkan, yurt dışı kaynaklı haber akışlarının ekonomi açısından oldukça önemli olduğunu vurguladı. Özkan, “Yabancı dili olan kişiler sektöre bir adım önde başlıyor. Onun haricindeki kısımlar tamamen sonradan da kazanılabilecek nitelikler” ifadesini kullandı.