Haber: Merve Tuç
Azerbaycan muhaceret tarihiyle alakalı yazılı ve basılı binlerce eser toplayan koleksiyoner ve yazar Dilgam Ahmad’la koleksiyonerlik hakkında konuştuk.
Doktora eğitimini tamamlamak için İstanbul’a geldiğini ve bu dönemde Azerbaycan muhaceret tarihiyle ilgili çalışmalar yaptığını söyleyen Dilgam Ahmad: ”Türkiye’de sahafların elinde olan, müzayedelerde açık şekilde satılan arşivlere rastladım. Bunları satın aldıkça üzerinde çalışmalar yapmaya başladım. Bu konuda 4 kitabım yayınlandı.” dedi.
Koleksiyonerlik serüveninin, arkadaşının hediye ettiği bir fotoğrafla başladığını söyleyen Dilgam Ahmad: “Bu serüveni ilk kez tarihi bir fotoğrafa sahip olmakla başladı. Biliyorsunuz Türkiye’nin ve Azerbaycan’ın ortak bir değeri var, Ahmet Ağaoğlu. Bir arkadaşım O’nun Türkiye’de çekilmiş orijinal bir fotoğrafını hediye etmişti. Açıkçası, çok şaşırdım, 1930’lu yıllara ait bir fotoğraftı. Arkadaşımdan Türkiye’de takip edebileceğim müzayede sitelerinin isimlerini aldım ve onları devamlı takip etmeye başladım. Bu bir hazinenin kapısını aralamak gibiydi. İlk fotoğraftan sonra devamı gelmeye başladı ve almaya çalıştım. Bazı sahaflarla arkadaş oldum. O’nlar artık Azerbaycan’la ilgili ne varsa ilk bana göndermeye başladılar.” ifadelerini kullandı.
”Azerbaycan’ın fakir kesimlerinden destek aldım”
Azerbaycan’ın fakir kesimlerinden destek aldığını belirten Ahmad, “Arkadaşlarımın yardımıyla bazen sosyal medyada kampanyalar başlattım, para topladım. Çünkü biliyorsunuz bunlar çok pahalıdır. Şimdiye kadar epey paralar harcandı. Bu, biraz da gönül işidir. Bu işi seven insanlardan çok destek aldım. Azerbaycan’ın fakir kesimlerinden destek aldım. Zenginler, maalesef bu işe destek olmak istemediler. Aslında zenginlerin olması gerekirdi ama Azerbaycan’ın kendi halinde olan insanlarından destek aldım. Hala desteklere devam ediyorlar. 7 sene geçmesine rağmen hala aynı heyecanla severek topluyorum. “ diye konuştu.
”O fotoğraf yeryüzünde şu an sadece bir tanedir ve en pahalı fotoğraftır”
“Bizim ilk cumhuriyetimiz döneminde 1918-1920 yılları arasında birkaç fotoğraf var bende.” diyen Ahmad konuşmasına şöyle devam etti: ”O fotoğraflardan biri Türkiye tarihi için de çok önemlidir. 1918 Haziran’ında Azerbaycan Cumhuriyeti kurulalı bir ay olmuş ve destek almak için Osmanlı Devleti’ne bir heyet gönderdi. Mehmet Emin Resulzade’nin başkanlığındaki o heyetle haziran ayının sonunda İstanbul konferansı yapıldı. Heyet, Osmanlı basınının da çok ilgisini çekti. Benim koleksiyonumda Osmanlı heyetiyle Azerbaycan heyetinin bir arada çekilmiş büyük boy bir fotoğrafı var. Mesela o fotoğraf yeryüzünde şu an sadece bir tanedir ve en pahalı fotoğraftır. Ben o fotoğrafı aldım.”
”Arşiv bitmedi, bizim paramız bitti”
Azerbaycan muhacirlerinden biri olan Abbas Bey’in 1920’li yıllarda Beyazıt Meydanı’nda bir kırtasiye dükkânı açtığını belirten Ahmad şunları ifade etti: ”Tabi burada kırtasiye ürünlerinden daha çok kendilerinin neşrettikleri gazeteler ve dergiler satılıyordu. 1940’lara kadar devam eden dükkanın arşivi nasıl olmuşsa bir yerlerde kalmış ve nihayet 1990’lı yıllarda bir sahafa ulaşmış. 7 seneden beri kısım kısım o sahaftan alıyorum. Arşiv bitmedi, bizim paramız bitti.”
”Koleksiyoner için en kötü hadise bir parçayı kazanamamak ya da geç görmektir” diye konuşan Dilgam Ahmad, başına gelen şu ilginç olayı anlattı: ”Azerbaycan Cumhuriyeti’ni tanıtmak için Paris’te Versay Sarayı’nda bir barış konferansı yapılacaktı. Azerbaycan Hükümeti oraya heyet göndermişti. Paris’te, Azerbaycan’ı tanıtmak için kitaplar ve haritalar yayınlamışlardı. Mesela o haritalardan birini bir alışveriş sitesinde gördüm. Orijinaldi ama o anda param yoktu, banka hesabıma para koyana kadar birisi aldı onu, çünkü takipçiler çoktu. En çok üzüldüğüm olay budur.”
”Müzeler tarihi sevdirmek için çok önemlidir”
Ahmad, koleksiyonunun müze olması konusunda destek beklediğini vurguladığı konuşmasında, 70 seneden beri bu tarihin bir müzesi bulunmadığına dikkat çektiği konuşmasını: ”2 müze projem var. Birisi tamamen Ağaoğlu ailesiyle ilgili bunu Şuşa’da düşünüyorum. Diğeri Azerbaycan muhaceret müzesi olabilir. Tabi böyle bir durum benim imkanlarım dahilinde değildir. Gerekli destekler olursa bu müzenin kurulmasını çok isterim. Çünkü müzeler tarihi sevdirmek için çok önemlidir. Şu an,Türk Ocağı ile bir projemiz var. Ahmet Ağaoğlu sergisini hem İstanbul’da hem Şuşa’da yapmak istiyoruz.” şeklinde sonlandırdı.