Haber: Ceren Özden
İstanbul Üniversitesi Haber Merkezi
“Yüzyılın Felaketi” olarak ifade edilen Kahramanmaraş depremlerinin etkisi devam ederken birçok ilden arama-kurtarma ekipleri bölgeye hızla intikal etti. Özellikle Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Kızılay ve Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) personellerinin depremin ilk saatlerinden beri canla başla çalışmasına yakından şahitlik eden Adıyamanlı bir vatandaş, afet bölgesinde yaşananları İstanbul Üniversitesi Haber Merkezi’ne anlattı.
Kahramanmaraş merkezli iki büyük deprem, çok geniş bir alanda yıkıma sebep oldu. Adıyaman’da yaşanan yıkıma yakından şahit olan bir vatandaş yaşananlar hakkında bilgi verdi. Depremin yıkıcı etkisinin çok büyük boyutta olduğundan bahseden Adıyamanlı vatandaş, “Bölgelere ulaştığımızda yol yoktu, sağlam yapı kalmamıştı. Ben Adıyaman’dayım ve Adıyaman’ın yüzde 90’ı yıkılmış. Etkisi bu kadar büyük olan bir deprem” şeklinde konuştu. Adıyaman’da her enkazın üzerinde bir ekip çalışıyor, biz de bugün köylerde arama kurtarma faaliyetlerine destek verdik. Şu an için Adıyaman’da durum kontrol altına alındı ve bölgedeki enkazı kaldırma çalışmalarına başlandı. Bölgeden farklı illere gitmek isteyen insanlar için tahliye çalışmaları da devam ediyor” diyerek Adıyaman’daki çalışmalarla ilgili bilgi verdi.
Bölgede kendilerini zorlayan şartların varlığına dikkat çeken Adıyamanlı depremzede “Ekipler gerçekten her yere ulaşmaya çalışıyorlar. Burada olmayan insanlar çalışmaların hangi şartlarda yürütüldüğünü bilemezler. Besni’de 8 kişi merdiven boşluğunda diye ihbar geldi mesela. Aradık, ‘biz oraya sığındık, bir sorun yok’ dediler. Bu şekilde yapılan asılsız ihbarlar vakit kaybettirmekten başka bir şey değil” dedi.
“Arama-kurtarma çalışmalarının da kendi içinde kuralları var”
Adıyamanlı vatandaş, arama-kurtarma çalışmalarında zaman geçtikçe önceliğin değiştiğinden bahsederek, “Bölgeye ilk gelindiğinde müdahale edilebilecek her yerde çalışıldı. İlk saatler kritiktir. Her insana ulaşmaya çalışıyoruz ancak saatler ilerledikçe ses gelen yerlere koşuyoruz. Kullanılan sismik cihazlar yanıltıcı olabiliyor. Çok güçlü ses alıyoruz, örneğin aşağı mahalleden ambulans ilerliyorsa biz onun bile sesini alıyoruz. Termal kameralarla hareket var mı diye kontrol ediyoruz. Gerçekten betonların arasında sıkışmış insanlara ulaşmak kolay değil. Bütün ekipler çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.
Ekipman eksikliği olmadığını belirten vatandaş şöyle devam etti: “Buraya her yerden ekipman desteği geldi, iş makinaları her yerden getirildi. Bu adreste vince ihtiyaç var, şurada ekipman eksikliği var gibi paylaşılan mesajları yaymasınlar artık. Bunlar ekiplerimizi de zor durumda bırakıyor. İletişimi zor sağlıyoruz, bunları teyit etmek dediğim gibi zaman kaybından başka şey değil. Yaşanan depremlerde çöken yollar var, bazı yollar onarıldı. Adıyaman özelinde diyebilirim ki Vilayet yönünden tek yönlü ulaşım sağlanıyor. Yollar jandarmanın kontrolünde. Ambulanslara öncelik veriliyor, yardım tırları sürekli geliyor. Adıyaman trafiği zaman zaman kilitleniyor, ulaşım kısıtlıyken şahsi araçların kullanımını tavsiye etmiyoruz.”
“Burada olağanüstü bir durum var”
Haberleri sürekli şekilde takip edemediğini söyleyen Adıyamanlı vatandaş spekülasyonlara, “Bu bölgelerde olağanüstü bir durum var, ekiplerin her yere gitmediklerini söylüyorlar ancak ilk gün çöken yollar oldu, otoyollar tek şeride düşmüş” diyerek cevap verdi. Sosyal medyada paylaşılan kefensiz defnetme işlemleriyle ilgili de açıklama yapan Adıyamanlı vatandaş, “Burası afet bölgesi, olağanüstü bir durum yaşıyoruz. Bazı işlemler uygulanamamış olabilir ancak vefat eden vatandaşlarımızın kefensiz defnedilmesi gibi bir durum söz konusu değil. Maalesef taşınma esnasında sorunlar yaşanmış, battaniyelere sararak çözüm bulmuşlar. Yoldan çevrilen araçlarda bile kefen vardı. Böyle konuların tartışılmasının kimseye faydası olmaz” diye konuştu.
“İnsanların güvenliği tehlikedeyse müdahale ediliyor”
AFAD’ın ve Kızılay’ın çadır kurulmasına müsaade etmediğine yönelik söylentilere cevap veren Adıyamanlı vatandaş, “Evi yıkılan bazı vatandaşlarımız ‘benim evim yıkıldı, önüne çadırımı kurarım’ düşüncesiyle hareket ediyor. Artçı depremlerle yıkılan yapılar var. Yanındaki yapı çökmemiş, yıkılma tehlikesi var. Buna izin verilmiyor. Bölgede çadır ihtiyacı çok fazla. Çadırlarda öncelik kadınlara ve çocuklara verildi. Ekipler de çadırlarını vatandaşlarımıza tahsis etti, gece arabalarda yattı. Çadır yardımları geliyor ama yetmiyor. Soy isimleri aynı olan insanları bir araya getirmeye çalışıyorlar, bir çadırı 9 kişi de kullanıyor 15 kişi de kullanıyor” ifadelerini kullandı.
“Afet bölgesindeki ekiplere mesaj atmasınlar”
Hava şartlarının zorluğunu da dile getiren Adıyamanlı depremzede, hastalıkların olabileceğini ama salgın tehlikesinin olmadığının altını çizerek sözlerini şu şekilde tamamladı: “Hava soğuk, etkilenenler var ancak salgın gibi bir durumla karşılaşmadık. Sadece toplu alanlardaki hijyen koşulları zorlayıcı, oradan yayılabilecek olumsuzlukları engellemek gerekiyor. Hava soğuk, etkilenenler var ancak salgın gibi bir durumla karşılaşmadık. Sadece toplu alanlardaki hijyen koşulları zorlayıcı, oradan yayılabilecek olumsuzlukları engellemek gerekiyor. Bizler ayrıca sağlıklı iletişim de kuramıyoruz. Bölgede telefon görüşmesi yapmak gerçekten sorun. Hatların çektiği bir yere gittiğimizde telefonlarımız gelen mesajlardan kilitlenmiş oluyor. Bu durum, ekiplerin işini de engelliyor. Sadece WhatsApp’tan değil, aklınıza gelebilecek her yerden mesaj atılıyor. Bunu özellikle belirtiyorum ki herkes hassasiyet göstermeli.”