Haber: Hüseyin Kontakay
Editör: Sevgi Şahin
Türkiye’de ve tüm dünyada derin bir sessizlik hakim oldu. 10 Kasım 1938’de, Cumhuriyetin kurucusu, lideri, vizyoner Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 9’u 5 geçe hayatını kaybetti. Ülke halkı büyük bir acı ve hüzün yaşadı. O dönem, yalnızca bir liderin ölümü değil, ulusal bir trajedinin başlangıcıydı.
Atatürk, İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nda vefat etti. Türkiye’nin önde gelen doktorları ve yurtdışından özel olarak gelen doktorlar tarafından verilen tedaviye rağmen sirozdan kaynaklanan karaciğer yetmezliği sonucu hayatını kaybetti.
Türkiye’de derin bir üzüntü vardı. Halk, Atatürk’ün vefatıyla şaşkına döndü. Bir dönem sona erdi ve büyük bir liderin artık aramızda olmadığı fark edildi. Sokaklarda, evlerde ve her yerde büyük bir sessizlik vardı. Yas vardı. Türk bayrakları yarıya indi. 15 gün süreyle yas ilan edildi.
Atatürk’ün vefatı, sadece bir liderin kaybının verdiği üzüntüyü değil, onun bıraktığı mirasın sorumluluğunu da beraberinde getirdi. Atatürk’ün mirası, Türk halkını muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak ve çağdaş bir Türkiye yaratmaktı.
Halk Sokaklara Sığmadı
Doç. Dr. Tunç Boran akademik makalesinde: ’’10 Kasım 1938 tarihi, Gazi Mustafa Kemal’invefatıyla Türkiye genelinde büyük bir yas ve hüzün dalgasını beraberinde getirdi. Mustafa Kemal’in vefatı, milyonlarca insanın sokaklara dökülmesine, özel törenlerin düzenlenmesine ve ülke genelinde yas tutulmasına neden oldu.
Bu büyük milli yas, Türkiye’nin her köşesinde yoğun bir şekilde hissedildi. Kalabalık kesin sayılarla ifade edilmese de, o günün görüntüleri ve tanıklar, Mustafa Kemal’in vefatının ülkenin her köşesinde büyük bir duygu yarattığını gösterdi.’’ şeklinde aktardı.
O Bir Dünya Lideriydi
Gazi Mustafa Kemal’in vefatı ardından dönemin pek çok ülkesinin lideri başsağlığı mesajları ve açıklamalar yaptı.
Josef Stalin (Sovyetler Birliği Lideri), Mustafa Kemal’in vefatının ardından başsağlığı dileklerini ileten bir telgraf gönderdi. Franklin D. Roosevelt (ABD Başkanı), Winston Churchill (Birleşik Krallık Başbakanı), Mahatma Gandhi (Hindistan Önderi) Mustafa Kemal’in vefatı ardından başsağlığı diledi ve önemli açıklamalarda bulundu.
Birinci Dünya ve Çanakkale Savaşları’nda, Mustafa Kemal’in yendiği Anzak Birliklerinin Komutanı, General William Birdwood, Mustafa Kemal’in 21 Kasım 1938’deki cenaze töreninde hasta olmasına rağmen ayağa kalkıp, saygısını son kez gösterdi.
Gazi’nin Son Yolculuğu : Cenaze Töreni
Prof. Dr. Figen Atabey’in yayınlamış olduğu akademik makaleye göre: Mustafa Kemal’in cenaz töreninin, kız kardeşi Makbule Atadan’ın ısrarı üzerine, naaşın Ankara’ya nakledilmeden önce camide dini törenle yapılması kararlaştırıldı. Dönemin Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Börekçi’nin çabalarıyla, İslami bir cenaze töreninin cami dışında da gerçekleştirilebileceği belirtildi.
Cenaze namazı 19 Kasım sabahı 08.10’da İslam Tetkikleri Enstitüsü Müdürü Ord. Prof. Mehmed Şerafeddin Yaltkaya tarafından,Türkçe kılındı. Dini merasim sırasında fotoğraf çekilmesine izin verilmedi. Cenaze namazına Atatürk’ün yakın çevresinden insanlar, bazı generaller, din görevlileri, saray çalışanları ve on beş yıl boyunca Mustafa Kemal’in yanında görev yapan Hafız Binbaşı Yaşar Okur da katıldı.
On iki generalin omzunda sarayın dış kapısına çıkarılan tabut, top arabasına konularak, İstanbul halkının gözyaşları arasında Gülhane Parkı’na götürüldü. Buradan Yavuz zırhlısına nakledildi.Büyükada açıklarına kadar, donanma kuvvetleri ve törene katılmak için gelmiş yabancı gemilerin eşlik ettiği zırhlı, Ata’nın naaşını İzmit’e getirdi.
Yavuz zırhlısından alınan naaş, özel bir trene yerleştirildi ve cenaze alayı Ankara’ya gitmek üzere hareket etti. Halk, atasına son görevini yapmak üzere toplandı ve bu acı olay, derin bir üzüntüyle kalplerde iz bıraktı. Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, TBMM Başkanı, Genelkurmay Başkanı, Bakanlar, Milletvekilleri ve ülkenin diğer ileri gelenleri, cenazeyi karşılamak üzere Ankara’ya geldi. Cenaze, Meclis binasının önünde hazırlanan katafalka konuldu. Ankara halkı da Mustafa Kemal’in cenaze geçişi sırasında hüzünlü bir biçimde saygılarını gösterdiler.
1938 yılının 21 Kasım Pazartesi günü, sivil ve askeri liderler ile yabancı devlet temsilcilerinin katıldığı, on binlerce insanın iştirak ettiği büyük bir tören düzenlendi. Daha sonra Atatürk’ün tabutu katafalktan alınarak, geçici bir mezara konulmak üzere Etnografya Müzesi’ne götürüldü. Mustafa Kemal’in ebedi mabedi için “Ankara buradan ne güzel görünüyor” dediği Rasattepe seçildi. 10 Kasım 1953’te Etnografya Müzesi’nden alınan Atatürk’ün naaşı Anıtkabir’e getirildi.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Vasiyeti
5 Eylül 1938’de Mustafa Kemal Atatürk’ün el yazısıyla kaleme aldığı vasiyetnamenin içeriği ise şöyle:
“Malik olduğum bütün nukut ve hisse senetleriyle Çankaya’daki menkul ve gayrimenkul emvalimi CHP’ye atideki şartlarla terk ve vasiyet ediyorum:
1) Nukut ve hisse senetleri, şimdiki gibi, İş Bankası tarafından nemalandırılacaktır.
2) Her seneki nemadan, bana nisbetleri şerefi mahfuz kaldıkça, yaşadıkları müddetçe, Makbule’ye ayda bin, Afet’e 800, Sabiha Gökçen’e 600, Ülkü’ye 200 lira ve Rukiye ile Nebile’ye şimdiki yüzer lira verilecektir.
3) Sabiha Gökçen’e bir ev de alınabilecek ayrıca para verilecektir.
4) Makbule’nin yaşadığı müddetçe Çankaya’da oturduğu ev de emrinde kalacaktır.
5) İsmet İnönü’nün çocuklarına yüksek tahsillerini ikmal için muhtaç olacakları yardım yapılacaktır.
6) Her sene nemadan mütebaki miktar yarı yarıya, Türk Tarih ve Dil kurumlarına tahsis edilecektir.’’ olarak kaleme almıştır.
Mustafa Kemal’in Türkiye’ye bıraktığı en önemli mirası kurduğu cumhuriyettir. Mustafa Kemal’in dediği gibi; benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.’’
Cumhuriyetimizin 100.yılında Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı ve özlemle anıyoruz.