Haber: Ece Özdemir, Özgür Recep Kocaoğlu
İstanbul – (İÜ Haber Merkezi)
TRT Cumhurbaşkanlığı Muhabiri Nurgül Dönmez, Gençlik ve Spor Bakanlığı Vefa Gençlik Merkezi’nde düzenlenen Akademik ve Mesleki Eğitim Seminerleri kapsamında TV muhabirliği seminerine konuk oldu.
Gazetecilik eğitimini İstanbul Üniversitesi’nde alan ve yaklaşık 25 yıldır TRT’de çalışma hayatını sürdüren Nurgül Dönmez:
“Hepinizin kafasında ‘İş bulabilecek miyim? Bu iş bana göre mi?’ gibi sorular dolaşıyor, biliyorum. Bazen tesadüfler, bazen şans, bazen çaba… Mutlaka yolunuzu buluyorsunuz. Kendinizi hiç germeyin. Bulunduğunuz ortamın etinden sütünden faydalanın, maksimum verim almaya bakın. Meslek hayatına başlayınca rutin üzerinden devam ediyorsunuz zaten hayatınıza. Öğrencilik yılları hayatın en güzel yılları.”
Erasmus yapmanın kendisine büyük ölçüde katkı sağladığını “Erasmus size mutlaka vizyon katacaktır.” sözüyle belirten Dönmez, “Bir sürü insan ile tanışıyorsunuz, mutlaka Erasmus yapmalısınız. Gittiğiniz ülkenin ve çevre ülkelerin; yemeğini, zevkini, Türkiye’ye bakış açılarını, kültürlerini öğreniyorsunuz. En önemlisi dilinizi geliştiriyorsunuz. Erasmus’a dil sınavından geçerek gidiyorsunuz zaten ama insanlarla iletişim kurabilmek için dilinizi geliştirirken bir yandan da gittiğiniz ülkenin dilini öğrenmeye başlıyorsunuz.” ifadelerini kullandı.
“Hayatımda yapamayacağım şeyleri meslekte yaptım”

Genç iletişimcilere mesleki deneyimlerini aktaran Dönmez, “Şimdiki gençlerde ekran önünde olup ünlü olma merakı var. Bu cazip geliyor onlara ama bu işi yapacaksanız önce iyi bir haberci olmalısınız. Haberciliğin en temel kısmı da haber yapmayı bilmek.” diyerek şöyle devam etti: “Normalde görmeyeceğim yerlere gitme, karşılaşmayacağım insanlarla tanışma, şahit olamayacağım olaylara şahit olma fırsatı yakaladım. Hayatımı bu şekilde sürdürmeye devam etmek çok keyifli. Bir yerden geçerken bakıyorum: ‘Aaa buranın da haberini yapmıştık.’ diyorum ve bu beni çok mutlu ediyor.”
Deprem ve savaş bölgesine kiminle gideceğiniz önemli
Kahramanmaraş merkezli depremlerde muhabirlerin yaşadıklarından da bahseden Nurgül Dönmez, “Deprem bölgesine ben gitmedim ama giden arkadaşlarımız da orada birer depremzede gibiydi. Kış şartları, kalacak yerleri yoktu arabada kaldılar. Özellikle ilk günlerde yiyecek ve temiz su bulmakta zorlandılar. O şekilde de çalışmaya devam ettiler.” dedi.
“Savaş bölgelerinde güvenliğinizi kim sağlıyor?” sorusuna “Bölgeye kiminle gittiğinizin çok önemi var.” diyerek başlayan deneyimli gazeteci, savaş bölgesine geçmenin en güvenli yolunun yardım kuruluşları olduğunun altını çizdi. Dönmez, “genelde savaş bölgelerinde yardım ekiplerine taraflar saldırmaz. Bu bir kuraldır. Bu yüzden yardım kuruluşlarıyla hareket etmek en güvenli yöntemlerden biridir. Ayrıca onlar sürekli o bölgelere gittikleri için bölgeyi bilen insanlardır. Savaş bölgesinde önce kendi güvenliğinizi sağlamalısınız. Savaş muhabirliği eğitimi almalısınız, almadıysanız gideceğiniz bölgeyi mutlaka iyice araştırmalısınız.” diyerek önerilerde bulundu.
Nurgül Dönmez, Suriye’nin kuzeyinde kendi yaşadığı tecrübelerden de bahsetti:
“Bizim gittiğimiz bölge radikallerin elinde olan bir bölgeydi. ‘Erkeklerle göz göze gelme.’ ‘Otobüste cam kenarında oturma.’ gibi uyarılarda bulunuluyordu. Ama kadın olmanın da avantajını yaşadım. Suriye’nin en büyük kamplarından birine gittim, orada kadınlarla konuştum, erkek muhabir olsa onlar konuşamayacaklardı.”
“Her şeyden biraz bilmek gerekiyor.”
Nurgül Dönmez, habercilikte ne zaman hangi habere gidileceğinin belirsiz olduğunu vurgulayarak “Haberciysen her konuda bilgin olması gerekiyor. Siyasetten ekonomiye, ekonomiden eğitime, eğitimden sağlığa… Yarım yarım dâhi olsa her şeyden biraz bilmek gerekiyor.” dedi.

Haberciliğin Sırrı: “Ben izleyici olsam ne öğrenmek isterim?”
Spikerlik ile muhabirliğin farklarına da değinen Dönmez, “Spiker önüne gelen metni okur. Muhabire ise kimse metin vermez. Spikerler konuk aldığında onların bir ekibi olur, soruları genelde onlar hazırlar. Ama biz program öncesinde sorularımızı kendimiz hazırlıyoruz. Sorular, bazen konunun içeriğine bağlı olarak doğaçlama gelişebiliyor.” diyerek “Sorduğunuz sorular hakkında hiç eleştiri aldınız mı?” sorusunu da “Hayır almadım. Çünkü soruyu sorarken kendimi izleyicinin yerini koyarım. Kendime, ‘Ben izleyici olsam ne öğrenmek isterim?’ diye sorarım. Çoğunluğu ilgilendiren konu ne ise konukla da onu konuşurum.” diyerek yanıtladı.
Söyleşi katılımcıların sorularına Nurgül Dönmez’in cevap vermesi ve toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.
