Muhabir: Yazgül Nisa Açıkça
Fotoğraf: Medine Yavuz
Editör: Hatice Beyza Çakmak
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Disiplinlerarası Toplumsal Araştırmalar Kulübü (DİTAK) tarafından “Sesini Duyan Var” başlıklı panel düzenlendi. 6 Şubat depremlerinden etkilenen çocuklara gönüllülerin nasıl destek olabileceği ele alındı.
Siyasal Bilgiler Fakültesi Konferans Salonu’nda 28 Şubat’ta gerçekleştirilen etkinlik, DİTAK Kulüp Başkanı Sueda Kara’nın açılış konuşmasıyla başladı. Panele Psikoterapist Kadir Gündoğdu, Uzman Klinik Psikolog Nazdar Karaçavuşoğlu ve Klinik Psikolog Sena Akgün konuşmacı olarak katıldı.

Travma Yaşayan Çocuklara Destek
Psikoterapist Kadir Gündoğdu, travma sonrası çocuklara sağlanacak desteğin yalnızca anlık bir yardım olmadığını, uzun vadede çocukların sağlıklı bir yaşam kurmasına da katkı sunduğunu belirtti.
Gündoğdu, travma yaşayan çocukların duygularını ifade etmekte zorlanabileceğini vurgulayarak, “Duygularımızı kontrol edemezsek, bilişsel yetilerimizi de kaybedebiliriz. Bu nedenle gönüllülerin öncelikle kendi ruh halini düzenlemesi, ardından çocuklara ve yetişkinlere destek vermesi gerekir” dedi.

Gönüllülerin çocuklarla iletişim kurarken uygulayabileceği yöntemlere de değinen Gündoğdu, “Çocuğun bulunduğu ortamda onu tetikleyebilecek unsurların azaltılması, onun neye ihtiyacı olduğunu anlamak için ‘Ne yapmak istiyorsun?’ diye sorulması, gevşeme teknikleri uygulanması, günlük aktiviteler planlanması ve çocuğun gerçekten dinlenmesi büyük önem taşır” ifadelerini kullandı.
İletişimde beden dili ve ses tonunun da önemli olduğunu belirten Gündoğdu, çocuklarla konuşurken sert bir tutumdan kaçınılması gerektiğini söyledi. Gündoğdu, “Çocuğun kendini güvende hissetmesi için fiziksel temas kullanılabilir. Nefes egzersizleri ve kas gevşetme teknikleriyle destek sağlanarak çocuğun beden kontrolünü yeniden kazanmasına yardımcı olunabilir” dedi.
Çocuklarla Güvenli Bağ Kurmanın Önemi
Panelin ikinci konuşmacısı Uzman Klinik Psikolog Nazdar Karaçavuşoğlu, “Şefkatle Yanlarında: Travma Sonrası Çocuklarla Güvenli Bağ Kurma” başlıklı sunumunda, çocukların yaşadığı travmayı sağlıklı şekilde atlatabilmesi için güven ilişkisinin önemine dikkat çekti.

Karaçavuşoğlu, travmanın çocuklar üzerindeki etkilerini “güvensizlik hissi, uyku ve yeme düzeninde bozulmalar, sosyal ilişkilerde zorlanma, içe kapanma, regresyon (daha küçük yaş davranışlarına dönme) ve öfke patlamaları” olarak sıraladı.
Güven duygusu zedelenen bir çocuğun, yanında bulunan kişiye güvenebilmesi için onun varlığını hissetmesi gerektiğini vurgulayan Karaçavuşoğlu, “Çocukların kendini ifade etmesi için zorlanmaması gerekir. Gönüllüler, çocukları konuşturmak için baskı yapmamalıdır” dedi.
Gönüllülerin çocuklarla güvenli bir bağ kurmasının kaygıyı azaltmada kritik rol oynadığını belirten Karaçavuşoğlu, duyguların onaylanmasının, sakin ve tutarlı bir yaklaşım sergilemenin önemine vurgu yaptı. Fiziksel ve duygusal desteğin güven hissini pekiştirdiğini ifade eden Karaçavuşoğlu, her çocuğun toparlanma sürecinin farklı olduğunu ve sabırlı olunması gerektiğini söyledi.
Gönüllülerin Üstlenmesi Gereken Rol
Panelin son konuşmacısı Klinik Psikolog Sena Akgün, “Kayıptan Sonra Yaşam” başlıklı sunumunda, kayıp yaşayan çocuklarla çalışırken gönüllülerin nasıl bir rol üstlenmesi gerektiğini anlattı.
Akgün, gönüllülerin temel amacının çocuklara çözüm sunmak değil, onların yas sürecine eşlik etmek olduğunu belirtti. “Bireyin hayatında boşluk yaratan her durum bir kayıptır ve uyum sağlamayı gerektirir. Yas sürecinde çocukların kendi iç dünyalarını ifade etmeleri önemlidir” dedi.

Akgün, gönüllülerin çözüm üretmeye çalışmak yerine çocukların duygularına eşlik etmesi gerektiğini belirterek, her çocuğun toparlanma sürecinin farklı olduğunu vurguladı. Küçük ve ulaşılabilir hedefler belirlemenin, çocuğun güvende hissetmesini sağlayacağını ifade eden Akgün, kayıp sonrası çocuğun kendini nasıl konumlandırdığını anlamanın önemine dikkat çekti.
Gönüllülerin, çocuklarla çalışırken kendi duygularına da dikkat etmesi gerektiğini vurgulayan Akgün, “Travmaya maruz kalan çocuklarla ilgilenirken gönüllüler de kendilerini zorlanmış hissedebilir. Bu noktada diğer gönüllülerle deneyim paylaşımı yapmak iyileştirici bir etki sağlayacaktır” dedi.
Panel, konuşmacılara teşekkür çiçeklerinin takdim edilmesi ve toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.
