Haber: Eylül Otay
Editör: Sena Sandıkçı
İzmir, (İÜ Haber Merkezi) – Atiye Güneş, 28 yıldır gönüllü olarak kitap seslendiriyor ve görme engelli bireylerin sadece bilgiye erişimini kolaylaştırmanın ötesinde dostluklara, ilhama ve dayanışmaya da ses oluyor.
Atiye Güneş’in hikayesi bir iyiliğin nasıl büyüyerek toplumu dönüştürdüğünü gözler önüne serdi. Görme engellilere kitap seslendirerek onlara destek veren Atiye Güneş, bu yola nasıl çıktığını İletim Gazetesi’ne anlattı.
Güneş, 1997 yılında emekli oldu. İzmir’in Karşıyaka ilçesinde yaşayan Güneş, emeklilik sürecinde bir eğitim vakfına üye oldu ve buradan burs alan görme engelli bir üniversite öğrencisinin kitap seslendirmesine ihtiyaç duyduğunu öğrendi. Böylece Güneş yıllarca devam ettireceği gönüllülük faaliyetine bir ses kayıt cihazıyla başlamış ve yıllar içerisinde sistemli bir çalışmaya dönüştürmüş oldu.

Sayfaları sese dönüştüren gönüllü okuyucu, kitapları seslendirmeye başladığı dönemi şu sözlerle anlattı: “İlk başta bir kişiydi, daha sonra 2-3 derken birçok görme engelli bireyle sesli kitaplar aracılığıyla tanıştım. Kayıt cihazlarına seslendirme yapmanın yanı sıra görme engelli kişilerle bir araya gelerek karşılıklı okuma şeklinde de lise, üniversite veya KPSS sınavlarıyla alakalı çalışmalarında da okuyucu olarak yardımda bulundum. Onların azmine tanık olmak, beni de daha çok seslendirme yapmaya teşvik etti” şeklinde vurguladı.
Güneş’in seslendirmenlik yaptığı öğrenciler zamanla öğretmen, sanatçı, memur gibi mesleklerde aktif çalışma hayatına katıldı. Güneş ise bu öğrencilerin sadece okuyucuları olmaktan öte hayatlarında önemli bir yere sahip dostları haline geldi.
Karşıyaka Belediyesi ve GETEM iş birliği
Güneş, 2014’te kurulan Karşıyaka Belediyesi Görme Engelliler Kütüphanesi’nin ilk üyelerinden biri oldu ve burada da gönüllü okuyuculuk çalışmalarına devam etti.
Kütüphane, Boğaziçi Üniversitesi Görme Engelliler Eğitim ve Teknoloji Laboratuvarı (GETEM) ile iş birliği yaparak sesli kitapları erişilebilir hâle getiriyor. Gönüllülerin seslendirdiği kitaplar önce belediye arşivine yükleniyor, ardından GETEM sistemine aktarılıyor.

Güneş “Seslendirdiğim kitapları çoğu zaman kendi imkânlarımla temin ediyorum. Görme engelli bireyler, GETEM sistemine istedikleri kitapları not ettiriyor. Gönüllüler de bu listeden seçim yaparak hangi kitabın seslendirilmesini istediklerini seçebiliyorlar. Aynı kitap başka bir gönüllü tarafından seslendirilmiş ise tekrar okunamıyor. Kayıtlarımız kütüphane görevlilerince – bu kişilerden biri de tamamen görme engelli bir birey- dikkatle kontrolden geçiriliyor ve daha sonra sisteme yükleniyor. Telif yasası gereği seslendirilen kitapların çoğaltılması ya da ticari amaçlarla kullanılması kesinlikle yasak. Kütüphanelerden yalnızca üye olan görme engelliler hizmet alabiliyor” ifadelerini kullandı.
Bir yılda 9 bin sayfa seslendirdi
Güneş 1 yıllık çalışmayla 9 bin sayfa seslendirerek Boğaziçi Üniversitesi tarafından düzenlenen törende 5. sertifikasını aldı. Başarı sürecini Güneş şu sözlerle anlattı: “Okudukça öğrendim, okudukça paylaştım. Bugüne kadar seslendirdiğim kitaplar arasında Churchill, Charles Darwin, Amerikalı Prometheus, Divanü Lügati’t-Türk gibi yüzlerce sayfalık biyografi; araştırmalar, sınavlara hazırlık kitapları, çocuk kitapları, şiir, roman ve bilimsel yayınlar var” dedi.
Kitap okuma oranlarının düşük olduğunu hatırlatan Güneş, “Toplum olarak kitap okuma alışkanlığımız çok düşük ama tam aksine görme engellilerin oranı çok yüksek çünkü bilgiye ulaşmak onlar için bir ayrıcalık değil, bir ihtiyaç” sözleriyle vurguladı.

Kitapla başlayan yolculuk, dayanışmayla devam ediyor
Ocak 2025’te Görme Engelliler Haftası’nda farkındalık yaratmak amacıyla düzenledikleri etkinlikten bahseden Güneş, “Türkçe öğretmeni, sosyal bilgiler öğretmeni, TRT sanatçısı, İngilizce tercüman ve kütüphane görevlisi olan görme engellilerin yer aldığı söyleşi ve müzik dinletisi gerçekleştirdik. O gün bir kez daha anladım ki kitap sadece bilgi taşımaz aynı zamanda özgüven, kimlik ve dayanışma duygusu da taşır” ifadelerinde bulundu.
Gönüllü okuyucu Atiye Güneş, “İranlı sosyolog Ali Şeriati’nin de dediği gibi ‘okuyun, okuyun, okuyun. Mürekkebin akmadığı yerde kan akıyor.’ Umarım çok mürekkep akar, kan değil.” dedi ve sözlerini noktaladı.