Haber: Asil Beray Epçeli
Fotoğraf: Bulut Tümerdem
Editör: Özgür Recep Kocaoğlu
İstanbul, (İÜ Haber Merkezi) – İstanbul’un futbol haritasında bir semt klasiği olan Sarıyer Spor Kulübü’nü ve geçmişten bugüne uzanan hikayesini Kulüp Koordinatörü Hakan Dede İletim Gazetesi’ne anlattı.
Boğaz’ın kıyısında, büyük takımlara kök söktürmüş mavi-beyazlı miras Sarıyer Spor Kulübü (SK) hakkında kulübün sportif direktörü Hakan Dede İletim Gazetesi’ne konuştu.
Sarıyer SK’nin kökleri ve efsanevi mirası
Sarıyer’de futbol ve diğer spor faaliyetlerinin çok erken dönemlerde başladığını söyleyen Dede, Sarıyer’de gayrimüslimlerle Müslümanların kardeşçe spor yaptığını ve çok kültürlü bir yapıya sahip olduğunu söyledi.
Sarıyer SK’nin bu erken spor faaliyetlerinin resmiyet kazanmasıyla 1940 yılında tescil edildiğini söyleyen Dede, kulübün kuruluş amacının Sarıyer gençliğini spora teşvik etmek ve Türk futboluna yeni yetenekler kazandırmak olduğunu belirtti.
Dede, Sarıyer SK’nin yetiştirdiği ve dönemin 3 büyüklerine korkulu rüyalar yaşatan Eylül Ovası efsanesini anlattı. Sporun Sarıyer gençliği için büyük önem taşıdığını, hedeflerinin Türk futboluna millî sporcular kazandırmak olduğunu vurgulayan Dede, bu isimler arasında Eylül Ovası’nın, Sarıyer’in yetiştirdiği en önemli futbolculardan biri olarak öne çıktığını belirtti.

Döneminin en popüleri
Sarıyer’in 1980’lerdeki kuruluşu ve yönetim kadrosu ile 1990’lara kadar uzanan döneme damga vurduğunu söyleyen Dede, şu sözleri kullandı:
“80’lerin başında, 1982-83 sezonunda takımımız Süper Lig’e yükseliyor. O dönem yönetim kurulunun tüm üyeleri aynı zamanda TÜSİAD üyesi. Başkanımız Erdal Aksoy iş insanı; Üzeyir Garihler, Cemiller, Mamiler… Hepsi TÜSİAD’dan. O zamanın en popüler takımı Sarıyer. Hatta Fenerbahçeli bir yönetici, Alişan döneminde ‘Aman devreye girmesinler, transferde bizi rahat bıraksınlar’ diyor. Sarıyer o dönem öyle güçlü bir takım. Süper Lig’de 12 sezon oynadık. 95-96’da düştük, 96-97’de tekrar çıktık. Sonrasında ise düşüş başladı. Neden? Maddi sıkıntılar… Yönetimde zayıflıklar, kulübün yeterli kaynak bulamaması derken sorunlar arttı. Türkiye’nin Başbakanı Tansu Çiller döneminde, eşi Özer Çiller bizim başkan yardımcımızdı; o kadar güçlü bir yönetim kadrosu vardı. Fakat yanlış yönetimlerin sonucu olarak herkes, o dönemin başarısından pay sahibi olmak istese de süreç bizi geriye götürdü.”

Efsanevi Balkan Kupası
Dede, Sarıyer’in uluslararası alandaki en büyük başarısı olan 1991-92 Balkan Kupası zaferini, o dönemin şartlarını hatırlatarak şöyle anlattı:
“Balkan Kupası… 90-91, 91-92 işte o dönemlerin Konferans Ligi kupası. Bizim çocukluğumuzda biz o maça gittik. Fransa Cumhurbaşkanı Mitterrand gelmişti. Yollar kapalıydı. Ta kışlanın oradan yürüdük. Nereden? Zincirlikuyu’dan ta İnönü Stadı’na kadar yürüdük. Final maçına giden yol bile mücadeleydi. Binlerce Sarıyerli o gün tüm engellere rağmen stada yürüyerek gitti. O kupa sonra kulübün o tarihi odasında sergilenmeye başladı. Bizim için sadece bir kupa değildi; yürüyerek kazanılmış bir gurur hikâyesiydi.”

Renkler ve logo: “Beyaz martının efsanesi balkonda doğdu”
Dede, Sarıyer’in renklerinin ve logosunun geçirdiği değişimleri ve o meşhur “beyaz martı” hikâyesini şöyle anlattı:
“Asıl kuruluş rengimiz fes rengi sarıydı ama o dönemin askeri idaresi o rengi pek kabul etmiyordu. Bizimkiler de lacivert-beyaza döndü. Logo da çok değişti tabii. Önce SGK, Sarıyer Gençlik Kulübü. İsim başka bir kurumu çağrıştırınca Sarıyer Spor Kulübü oldu. Logomuz balık oldu, iki balık oldu. Sonra o 80’lerin başındaki güçlü yönetim… Türkiye’nin ilk CEO’su bizim yöneticimiz Manastır’da beyaz bir balkonda otururken beyaz martıları görüyor. ‘Aslan var, kartal var, kanarya var; bizim de beyaz martımız olsun’ diyor. Böylece beyaz martıya kavuşuyoruz. Stadın önünde logonun üzerine üç tane martı maket olarak iliştirilmiş zaten. Logomuz martı, logomuz balık… Dönemin şartlarından dolayı birden fazla renk değiştirdik.”
Dede, kulüp tarihinin en mistik anını da yine aynı hikâyeyle aktararak, “O vizyoner CEO, Maral Özsekin, o beyaz balkonda martıları görünce Sarıyer’in kimliği sonsuza dek değişti” dedi.

Sarıyer’de yeni bir sayfa: “Genç başkanla play-off’a yürüyoruz”
Dede, Sarıyer Spor Kulübü’nün bugün geldiği noktaya ve yeni yönetimin vizyonuna da değinerek şunları söyledi:
“Ahmet Emre Yalnız 40 yaşında gencecik bir başkan. Biz de etrafında toplandık işte, eski yöneticiler, bilen insanlar… İnşallah bu sene play-off’a kalma hedefimiz doğrultusunda ilerleyeceğiz. Düşme gibi bir düşüncemiz yok, böyle bir korkumuz yok.”



