Merve DAĞLI
Aylin AY
Özge KONDAKÇI
Altın Orda Devleti’nin kuruluşunun 750. yıl dönümü için düzenlenen Uluslararası Altın Orda ve Mirası Sempozyumu, 25-26 Kasım tarihlerinde İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Kurul Odası’nda gerçekleştirildi. 31’i yurt dışından olmak üzere toplam 44 akademisyenin katılım sağladığı sempozyumda Altın Orda Devleti’nin tarihi ve bıraktığı miras çeşitli bildirilerle dinleyicilere aktarıldı.
Altın Orda ve Mirası Uluslararası Sempozyumunun açılış konuşmacıları arasında; Kazan Federal Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ramil Hayrutdinov, Ş. Mercani Tarih Enstitüsü Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Radik Salihov, Kazan Arkeoloji Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Ayrat Sitdikov, İÜ Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hayati Develi, İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Coşkun Yılmaz, Ahmet Yesevi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cengiz Tomar ve İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlyas Topsakal yer aldı.
“Altın Orda Devleti Kültürel Birlikteliğin Temellerini Oluşturuyor”
İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Topsakal, Türk dış politikası, Rus dış politikası ve Orta Asya’daki Türk Cumhuriyetlerinin dış politikalarının, güvenlik konseptlerine ve dünyanın geleceğine göre her gün yeniden şekillendiğini ifade ederek “Bizler de kendi tavrımızı bilimsel, duygudan uzak ama aynı zamanda tarihsel düşünerek ortaya koymak zorunda kalıyoruz. Nitekim Altın Orda toplantıları bu açıdan da çok önemli olacak. Çünkü Altın Orda Devleti aynı zamanda bu coğrafyada kültürel birlikteliğin temellerini oluşturuyor.” dedi.
“Biz Tarih Yapıyoruz Ama Maalesef Yazmayı Unutuyoruz”
Ahmet Yesevi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cengiz Tomar, Memluk ve Altın Orda devletlerinden bahsetti. Türk ve İslam tarihinde iz bırakmış bu iki önemli devletin unutulduğunu belirten Prof. Dr. Tomar, “Biz tarih yapıyoruz ama maalesef yazmayı unutuyoruz. Bu sempozyumun Türk-İslam âlemine, Türk-İslam tarihine ve kültürüne faydalı olacağını, yeni açılımlar getireceğini ve yeni ilgi alanları oluşturacağını düşünüyorum.” şeklinde konuştu.
Altın Orda Devleti’nin Türk tarihi ve geleceği için öneminin vurgulandığı sempozyumda, ilk gün Altın Orda Devleti’nin kuruluşu ve yıkılışı arasında geçen sürede yaşadığı değişim ve dönüşümler, Arap ve Pers kaynaklarında Altın Orda’ya ait hanlıkların biyografileri ve Altın Orda’nın uluslar üzerindeki etkisi anlatıldı. İkinci gün Altın Orda Devleti’nin uluslararası arenada sahip olduğu ekonomik, siyasi ve kültürel özelliklerinin eleştiri ve bildirisi akademisyenler tarafından katılımcılara aktarıldı.
“Son Çare Tatar Adını Değiştirmek”
Tatar tarihinde birçok yanlış bilginin yer aldığını ve Tatar isminin yanlış anıldığını belirten Prof. Dr. Tahsin Cemil, “Bence son çare Tatar adını değiştirmek. Yani Tatar gibi bilinen halk artık tarihi adı olan Kıpçak veya Kuman adına dönmesi zaruridir. Hatta en uygun ad “Altın Devlet” tir. Bu gerçek adlar ilk önce kendimiz için gerektir, sonra diğerleri için.” sözlerinde bulundu.
Kapanış oturumunda akademisyenler yeni bulunan kaynaklarla tarihin yeniden yazılabileceğini ve tarihin yanlışlardan kurtulması gerektiğinin önemini anlatan konuşmalar yaptılar. İki gün süren sempozyum sonucunda Altın Orda Devleti’nde bulunan tüm ulusların doğru bilinen yanlışları ve bilinmeyen yönlerinin sunulduğu bilimsel bildiriler katılımcılara aktarıldı.
Altın Orda araştırmalarının önemli bir seviyeye ulaştığını belirten Develi, “Sempozyuma Rusya Federasyonu başta olmak üzere birçok bilim insanlarının katılımı bu sempozyumu daha anlamlı kıldı. Kazan Federal Üniversitesi ve Kazan Arkeoloji Enstitüsü ile olan değerli işbirliğimizin daim olmasını diliyorum.” diyerek sözlerini sonlandırdı. Sempozyum sonunda katılımcılara Teşekkür Belgeleri takdim edildi.