Murat KASAP, Mehmet TOSUN
Engelli Uygulama ve Araştırma Merkezi (ENUYGAR) tarafından “Sağlık-Erdem-Irk-Eşitsizlik” semineri 14 Mart Çarşamba günü Esnaf Hastanesi Toplantı Salonu’nda düzenlendi. Seminerde engellilerin toplumsal alanda yaşadığı zorluklar ele alındı.
“Modern Dönemi Bir Sapma ve Kopuş Olarak Görebiliriz”
Modern dönemin bir sapma ve kopuş olduğunu ve yeni dünya düzenin din dışı bir temelde inşa edildiğini belirten İstanbul Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölümü Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Fatih Kucur, sanayi devrimi sonrası süreçte yeni dünya düzenin iktisadi verimlilik ve karlılık ekseninde inşa edildiğini ve bu hedef doğrultusunda insanın ikinci plana itildiğini, insanın ve toplumun hatta tüm bilimlerin süreç içerisinde iktisadın işgaline uğradığını söyledi.
“Batı Uzun Dönem Kendisini Biyolojik Olarak Üstün Kabul Etti”
“Kuzey Avrupalı beyaz insanın biyolojik üstünlüğü fikri, evrim teorisi ve ırkların gelişimi söylemi üzerinden batı tarafından inşa edilmiştir” diyen Kucur, bu biyolojik üstünlüğün ve mükemmel gen anlayışının, mekanik bilim perspektifiyle birleşerek engellilere yönelik bir ‘sosyal ırkçılık’ aracı olarak kullanıldığının altını çizdi. Engelliliğin bir açıdan genetik bozukluk olarak ele alındığı ve engellilerin, iktisadi dünya açısından hem verimsiz hem de hastalıklı kabul edilerek dışlandığını belirtti.
Batı açısından insanın yeryüzündeki en önemli faaliyetinin iktisadi faaliyeti olduğu fikrinin, (Homo Economicus) ekonomik faaliyetlerde yer almayan/alamayanların toplumdaki yerini de alamayacağı bir toplum modeline yol açtığını söyleyen Kucur, “Engelliler bu yönüyle toplum dışı ve verimsizdir” dedi. Bu iktisat merkezli dünya ve insan algısına yönelik bakış açısının günlük dile de yansıdığını belirten Kucur, “Mesela ‘boş zamanları değerlendirme’ cümlesinde boş zamanla kastedilen iktisadi faaliyette bulunulmayan zamandır. Yani asli olan iktisadi faaliyette bulunulan zamandır” dedi.
Daha sonra sözlerine devam eden Kucur, 20. yüzyılın başından itibaren yükselen sosyal haklar ve insan söyleminin bu bakış açısını zayıflattığını ve ikinci dünya savaşı sonrası süreçte ise refah devleti perspektifinin, haklar konusunda bir iyileştirmeye yol açtığını, bunun ise engellilerin durumuna yönelik bakış açısını da dönüştürdüğünü belirterek sözlerini tamamladı.
Katılımcılara teşekkür belgesinin takdim edilmesiyle seminer sona erdi.