Tuğçe AYÇİN
Fotoğraf- Neslihan KALKAN, Yağmur Ceren KURAL
İstanbul Tıp Fakültesi ve Tıp Tarihi ve Etik Ana Bilim Dalı ile Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Araştırmaları Vakfı iş birliğinde düzenlenen “Tıp ve Bilim Tarihi” konulu uluslararası sempozyum, 12 Mayıs’ta Rektörlük Binası’nda gerçekleştirildi.
Sempozyumun açılış konuşmasını Prof. Dr. Şükrettin Güldütuna yaptı. Sözlerine Rektör Prof. Dr. Mahmut Ak’a ve katılımcılara teşekkürlerini ileterek başlayan Prof. Dr. Güldütuna, “Şeref misafirimiz ve vakfa ismini veren Prof. Dr. Fuat Sezgin Hoca’mız hastanede yatıyor. Kendilerine Allah’tan şifalar diliyorum” dedi. Prof. Dr. Güldütuna, Prof. Dr. Fuat Sezgin’in hayatından ve mücadelelerinden bahsederken, kendisiyle tanışmasının 1980 yılında Frankfurt Üniversitesi’nde gerçekleştiğini belirtti. “Hocamızla 38 senelik beraberliğimiz sırasında onu her gün enstitüsünde masanın başında çalışırken hatırlıyorum” şeklinde konuşan Prof. Dr. Güldütuna, Prof. Dr. Fuat Sezgin’in enstitüsü ve kütüphanesi için “çölün ortasında vaha gibi” benzetmesini yaptı. Prof. Dr. Güldütuna, “Vakıf olarak arzumuz, imkânımız oldukça insanlığa büyük hizmetler yapmış olan büyük alimler hakkında bilgilendirici toplantılar düzenlemek, düzenleyenleri de desteklemektir” diyerek sözlerini noktaladı.
Prof. Dr. Güldütuna’nın ardından Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nden Dr. Deilev Quintern söz aldı. Konuşmasına katılımcılara teşekkürlerini ileterek başlayan Dr. Quintern, Prof. Dr. Fuat Sezgin’in dünyadaki en önemli bilim insanlarından birisi olduğunu vurguladı.
Dr. Quintern’den sonra Rektör Prof. Dr. Ak konuşmasını gerçekleştirdi. “Bilim tarihine gönül veren ve Fuat Sezgin havuzundan nasiplenen bu şanslı insanları sevgi ile selamlıyorum” diyen Prof. Dr. Ak, bu toplantıya ev sahipliği yapmanın kendisi için hem şahsi hem de kurumsal olarak büyük bir onur ve itibar olduğunu söyledi. Prof. Dr. Fuat Sezgin üzerinden bilim tarihinin öğrenildiğini kaydeden Prof. Dr. Ak, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bu vesileyle hem hocamıza bir iade-i itibar yapmak, daha da önemlisi genç kuşağa hocayı tanıtmak, hocanın çalışmalarından fiilen, somut olarak haberdar olmalarını sağlamak istedik. Şükürler olsun ki kısmet oldu ve hocamıza bir vefa günü tertipleyerek hem hocamızı hem de çalışmalarını gündeme getirme şansını elde etmiş olduk. Böylesine bir insana sahip olmak Türkiye’deki bilim tarihi için de çok güçlü bir rehber kazanmak demektir.”
Açılış konuşmalarının ardından sempozyum dört farklı oturumda gerçekleştirildi. Birinci oturum “Ruhu İyileştirmek” başlığı altında Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan ve İÜ İstanbul Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhan İlkılıç moderatörlüğünde gerçekleştirildi. Oturumda Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan “12. Yüzyıl Anadolusu’nda Psikiyatrik Tedavi Uygulamaları”, Dr. Zahide Özkan-Rashed “Abü Zaid al-Bahhi’nin Psikomatik Tıbbı”, Prof. Dr. Malik Badri “Batı Psikoterapisi İslamileştirilmeden Müslümanlara Yardım Edebilir mi?” başlıklı tebliğlerini sundular.
Sempozyumun öğleden sonra gerçekleştirilen ikinci oturumu Doç. Dr. Şükrettin Güldütuna ve Prof. Dr. Kadircan Keskinbora moderatörlüğünde yapıldı. “Vücudun Tedavisi” başlığı altında gerçekleştirilen oturumda Doç. Dr. Şükrettin Güldütuna “Az-Zahrawinin Cerrahiyesine Bir Bakış” konusunda tebliğini gerçekleştirdi.
Üçüncü oturum “Vücudun Tedavisi” başlığı altında Dr. Detlev Quintern ve Doç. Dr. Rainer Brömer “Ibn-i Nefis’i Anlama Yanılgısı” ve Dr. Said Sabbagh’ın “Aspirin Öncesi Arap-İslam Tarihi” sunumları ile yapıldı. Brömer’in sunmuş olduğu Ibn-i Nefis’in büyük kan dolaşımı konusu dinleyiciler tarafından farklı perspektiflerde tartışıldı.
Sempozyumun dördüncü ve son oturumu ise Doç. Dr. Rainer Brömer moderatörlüğünde “Gül, Sanat ve Osmanlının Katkıları” konu başlığında açıldı. Oturum, Dr. Detlev/Dr. Demet Quintern-Taşpınar tarafından “Gül ve Damıtma: Erken Arapça ve Almanca Kaynaklardan Gerçek Potansiyellere”, Dr. Alexandra Bettag tarafından “Avrupa İllustrasyonlu Rönesans El Yazmaları: İkonografik Bir Soruşturma ve Arapça Tıbbi Bilginin Etkisi ve Benimsenmesinin Kanıtı”, Prof. Dr. Nil Sarı tarafından ise “Erken Osmanlı Döneminde En Yaygın Üroloji Uygulaması: ‘Mesane Taşı Tedavisi’” başlıklı sunumların yapılması ile sona erdi.
Türk Eczacılık Tarihi İhtisas Müzesi’ne Ziyaret
“Tıp ve Bilim Tarihi Sempozyumu” kapsamında İÜ Türk Eczacılık Tarihi İhtisas Müzesi ziyaret edildi. Ziyaret esnasında Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Afife Mat, ziyaretçilere müze ile alakalı bilgi verdi. Sempozyum düzenlenen gala yemeğinin ardından sona erdi.