Tuğçe AYÇİN
Ortak bir yaşam alanını bölüştüğümüz hayvan dostlarımız, kendi ihtiyaçlarını gideremedikleri için insanların bakımına her zaman muhtaç. Onları kötü koşullardan korumak ve hayatlarını devam ettirebilecekleri kaynakları onlara sunmak ise hepimizin sorumluluğu. İstanbul Üniversitesi Hayvan Hakları Kulübü öğrencileri, bu sorumluluğu yerine getirmek için çaba sarf ediyor. Kulüp Başkanı ve Tük Dili ve Edebiyatı bölümü öğrencisi Tuğba Karakaya Hayvan Hakları Kulübü’nü ve faaliyetlerini anlattı.
Hayvanlar için sorumluluk alan insanların çabalarıyla kurulan kulüp, 2013 yılından bu yana Edebiyat Fakültesi bünyesinde faaliyetlerini sürdürüyor. Kulüp; hayvanların gereksinimlerini gidermek, besleme, bakım ve koruma faaliyetlerini bir çatı altında toplamak, yerleşke içinde bulunan hayvanların bakım ve tedavilerini yapabilmek adına çalışıyor. Kulüp Başkanı Tuğba Karakaya, kulübün 82 üyesinin olduğunu ve insiyatif alan tüm öğrencilerin görev aldığını söyledi. Kulübün danışmanlığını Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Müjde Peker’in yaptığını belirten Karakaya, “Öğretim üyelerinden ve idari personelden aldığımız destek de kulübün kuruluşundan bu yana yalnız hissetmememizin nedenlerinden” şeklinde konuştu.
Hayvanlar İçin Yaz Kış Demeden Çalışıyorlar
Gönüllülük esasıyla faaliyetlerini gerçekleştiren kulüp, her hafta pazartesi ver perşembe günlerinde Edebiyat, Su Bilimleri ve Fen Fakültelerinde mama ve su dağıtımı yapıyor. Sabit mama noktalarının sterilizasyonunu gerçekleştiriyor. Kısırlaştırma, iç/dış parazit gibi sağlık çalışmalarını sürdürüyor. Yaralanan, sakatlanan ve hastalanan kedilerin tedavilerini İBB Fatih Hayvan Hastanesi’nde yaptırıyor. Kulüp ayrıca, kulübelere polarlar yerleştiriyor, bunların temizliğini ve değişimini yapıyor. Özellikle kış aylarında çok önemli olan bu çalışmanın yanı sıra yazın da böceklenmeye karşı lavanta, sedir ağacı yağı gibi zararsız karışımlarla sterilizasyon sağlıyor. Hayvanları sahiplendirme faaliyetlerini de sürdürdüklerini kaydeden Karakaya, aşiflendirme çalışması yürüttüklerini ve bu noktada fakülte idaresi ile iş birliği halinde olduklarını belirtti. Karakaya hayvanların bakımını gerçekleştirirken neler yaşadıklarına değinirken şu açıklamalarda bulundu: “Bir elimizde pazar arabası, öbür elimizde bidonla bahçeleri turlarken, besleme noktalarını köpüklü sularla yıkarken ya da polar çuvalıyla kulübeleri dolaşırken insanlarla göz göze geldiğimizde gülümsüyorlar. Bu noktada en büyük problemimiz ise insanlara sorumluluk hissettirememek. ‘Kulübün işleri nasıl olsa birileri tarafından yapılıyor’ düşüncesi köklü bir problem. İnsanları bu işlere karşı duyarlı hale getirmeliyiz.”
‘Üniversitelerle ve Kuruluşlarla İletişim İçindeyiz’
Hayvan Hakları Kulübü, barınak ziyaretleri yapmasının yanı sıra başka üniversitelerle ve kuruluşlarla da iletişimini sürdürüyor. Bu yıl küçük çaplı üç barınak ziyaretinde bulunduklarını söyleyen Karakaya, şu ifadeleri kulladı: “Geçtiğimiz aylarda Üsküdar Belediyesi’nin gerçekleştirdiği etkinlikte İstanbul’un çeşitli bölgelerinden hayvanseverlerle, veteriner hekimlerle ve gönüllü kuruluşlarla buluşma fırsatı yakaladık. Üniversiteler Arası Hayvanları Koruma Topluluğu olan ÜNİHAK ile iletişim içindeyiz. Fakülte bünyesinde barınan tüm hayvanların yaşam koşullarını iyileştirmek ve bunun sürekliliğini sağlamak için çalışıyoruz. Bu sebeple diğer üniversitelerle iletişimimizi sürdürüyor, sosyal medyayı da aynı amaçla daha etkin kullanmaya çalışıyoruz.”
‘Kalıcı Çözümler Üretmek Gerekiyor’
Bu yıl içerisinde attıkları önemli bir adımın da özellikle kedilerden korkan ve alerjisi bulunan öğrencilerle iletişime geçip onları kulüp üyesi yapmak olduğunu söyleyen Karakaya, “Hayvanlardan korkan ya da alerjisi bulunan insanların bu sorumluluğu üstlendiğini görmenin teşvik edici olduğunu düşünüyoruz” dedi. Hayvansever tüm hocalardan büyük destekler aldıklarını, mama ve tedavi konusunda gönüllü bağışçıları olsa da kalıcı çözümler üretmenin gerekliliğini dile getiren Karakaya, fakültede 300’ü aşkın kedinin olduğunu ve bu sayının günden güne arttığını belirtirken, hayvanların hayatlarına devam edebilmeleri için önemli olan noktanın onlar için sorumluluk alan insanların varlığı olduğunu vurguladı. Mama, mama ve su kabı, taşıma kabı, kafes, kapan gibi ihtiyaçlarının olduğunu aktaran Karakaya, bağış yapmak, kedi sahiplenmek ve kulüp faaliyetlerine katılmak için sosyal medya hesapları üzerinden kendilerine ulaşılabileceğini ifade etti. Karakaya son olarak, hayvan sahiplenme konusuna değindi ve ifadelerini şöyle tamamladı: “Lütfen sorumluluğunu alamayacağınız hayvanı sahiplenmeyin ve sahiplendiğiniz hayvanı terk etmeyin. Hayvan sahiplenirken de lütfen hayvan ticaretinin bir parçası olmayın; satın almayın, sahiplenin!”