Berk BOZTAŞ
Fotoğraf : Furkan YAZICI
13 Kasım – 1 Aralık 2019 tarihleri arasında düzenlenecek olan 23. İstanbul Tiyatro Festivali’nin Direktörü Leman Yılmaz, İLETİM’e konuştu. Doktora eğitimini İstanbul Üniversitesi Tiyatro Eleştirmenliği ve Dramaturji Bölümü’nde tamamlayan Yılmaz, sırasıyla Milliyet, Takvim ve Yeni Yüzyıl gazetelerinde görev aldı.
Yılmaz, gazetecilik geçmişini şu sözler ile anlattı ; ”Milliyet Gazetesine mektup ile başvurmuştum. Milliyet gazetesinin ekler bölümü ile ilgilenen kişi Tevfik Yener’di. Bana ekler bölümü için haftalık 6 konu getirirsen devam edebilirsin demişti. Bilgisayar yok tabi, çeviriyi yapıyordum babamın daktilosunda yazıp götürüyorum onlar da giriyorlardı. Belli bir zaman sonra Takvim’de dış haberlerde devam ettim. Aynı sene Yeni Yüzyıl Gazetesi ile konuştum, çok güzel bir kültür sanat sayfası vardı. Orası için de ara ara röportajlara gidiyordum. Dolayısıyla böyle bir gazetecilik geçmişim oldu.” ifadelerine yer verdi.
”Tiyatro Türkiye Cumhuriyeti için yeni bir sanat”
Tiyatro tarihinin 1800’lerin sonunda çevre metinler, çevre oyunlar ile başladığını belirten Leman Yılmaz, Çağdaş Türk tiyatrosuna bakıldığında çok önemli yollar kat edildiğini, Avrupa tarihi ya da Avrupa tiyatro tarihi kültürlerine bakıldığında tiyatronun Türkiye Cumhuriyeti’nde yeni bir sanat olarak kabul edildiğini söyledi. Yılmaz, ”Burada Muhsin Ertuğrul’un çabaları çok önemli ve çok değerli. Sonrasında 60’lı ve 70’li yıllar ile birlikte bu kültür hızlanıyor. Son yıllarda da çok önemli bir gelişme kaydettiğini görüyoruz. Ülkemizdeki tiyatro yapısına baktığımızda Şehir Tiyatroları ve Devlet Tiyatroları bir tarafta sürekli olarak sanat üretimine devam ediyorlar. Aynı zamanda şu anda önemli derecede yükselişte olan bağımsız tiyatrolar da Türk tiyatrosu adına önemli çalışmalar sergiliyor ve gerçekleştiriyorlar.” dedi.
”Destek sorunu çok önemli”
Bağımsız tiyatroların destek alamadığına değinen Yılmaz, ”Burada en önemli sorun destek sorunu. Ödenekli tiyatrolar için büyük bir sorun yok çünkü onlar belediyelerden ve Kültür Bakanlığından faydalanıyorlar. Fakat bağımsız tiyatrolar prodüksiyonlarını gerçekleştirebilmek için desteğe ihtiyaç duyuyorlar. Şu anda bu desteği alamıyorlar, sadece kendi çabalarıyla kendilerine destek sağlıyorlar. Mekansal olarak bakıldığında üretime karşılık seyirci potansiyeli giderek arttı, lakin yine de tiyatro mekanları bu potansiyeli kullanmada pek yeterli değil.” ifadelerini kullandı.
”Festival organize etmek kolay bir iş değil”
Festival programında yer alan etkinlikler için sponsorlar bulunması gerektiğini belirten Yılmaz, festivalin yurt dışı destekleri ve fonlarla desteklendiğini belirterek, ”Festival organize etmek kolay bir iş değil. İKSV etkinlikleri, festivalleri özel sponsorluklar desteğiyle devam ediyor. Tiyatro Festivali adına konuşacak olursam prodüksiyon ağırlıklı bir festival olduğu için sahne, dekor ve ışık bir maliyet gerektiriyor. Bu festivali gerçekleştirebilmek için de bu desteklere ihtiyacımız var.” dedi. Yurt dışındaki diğer festivallerle karşılaştırıldığında, Avignon ve Edinburgh festivallerinin yaklaşık 13.6 milyon euroluk bir bütçeye sahip olduğunu vurgulayan Yılmaz, ”Buradaki festivallerde bütçenin %55’i devletten geliyor. Bizde ise desteği aynı ölçüde sponsorluk üstlenmiş durumda. Dolayısıyla tam tersi bir tablo söz konusu. Bizim devlet desteğimiz çok az. Tiyatro festivali özelinde böyle bir destek yok, sadece kuruma yapılan destek %5 ila %6 arasında değişiyor.” diyerek destek fonlarının yeterli olmamasını eleştirdi.
”Eğitim herkese eşit olmalı”
Tiyatro eğitiminin üniversite, lise ya da ilkokul fark etmeden bütün okullarda entegre edilmesi gerektiğini söyleyen Yılmaz, yurt dışındaki örnekleri hatırlattı : ”Bu konuda yurt dışında çok farklı etkinlikler yapılıyor. Fransa’nın Milli Eğitim Bakanlığı ile Paris Şehir Tiyatrosu bir iş birliği içerisinde. Örneğin haftanın belirli bir günü çocuklar bir oyuna götürülüyor. Sonraki gün özel bir saatte bu tiyatronun oyuncularından biri okullarda, sınıflarda çocuklarla buluşup sohbet ediyor. Bu bağlamda kültür sanat eğitiminin tüm eğitim sistemi içine yayılması çok önemli.” dedi.
Eğitim eşitliğinin önemini belirten Yılmaz, ”Bazı özel okullarda drama dersleri var. Buradaki öğrenciler eğitimlerden faydalanabiliyor. Ancak eğitim herkese eşit olmalı. Dolayısıyla sadece özel okullarda değil, tüm sistemlerde, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı bütün okullarda tiyatro eğitiminin yaygınlaşması önemli. Devlet sistemini bu şekilde kurarsa o yapının oluşması için destek olacak kurumlar olur. Böylece kültür sanat eğitimi de eşit olur. Çünkü sanat insanı gerçekten olgunlaştırıyor ve topluma bakışını da farklılaştırıyor. Daha anlaşılır bir toplumda yaşamak için sanat olmazsa olmaz!” diyerek sözlerini sonlandırdı.
”Being Faust – Enter Mephisto ile seyirciler interaktif katılım sağlayacak”
Son zamanlarda izleyicilerin katılımıyla birlikte interaktif hale gelen uygulamaların bir örneği de tiyatro da yaşandı. 23. İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında düzenlenecek olan Being Faust – Enter Mephisto adlı interaktif oyun seyircinin bire bir katılımı ile oynanacak. Konu hakkında düşüncelerini belirten Leman Yılmaz, ”Bu aslında bir ilk, böyle bir uygulama ilk defa olacak. Faust interaktif bir oyun, izleyiciler telefonlarındaki aplikasyon yardımıyla oyuna dahil olabilecek ve oyun seyircinin bire bir katılımı ile gerçekleşecek.” diyerek interaktif uygulamaların ilk defa tiyatro ile entegre edileceğini vurguladı.
Festival hazırlıklarının yaklaşık bir yıl önceden başladığını dile getiren Yılmaz, ”Geçen seneden bir kaç oyunumuz belirliydi. Bu sene Golden Mask Festivaliyle iş birliği yapıyoruz. Geçen sene ”Hamlet | Collage”ı getirmiştik. Bu sene de Rusya’dan üç tiyatro oyunu ve bir dans gösterisi geliyor. Bu oyunlardan biri Vakhtangov Tiyatrosu’nun yorumuyla Yevgeni Onegin olacak. Vakhtangov Tiyatrosu Rusya’nın en eski en köklü tiyatrolarından biri. Onu bu şekilde buraya getiriyor olabilmek de çok çok mutlu etti.” ifadelerine yer verdi.
Yılmaz, “Bunun dışında sizleri, öğrencileri ilgilendirecek çok önemli bir haber var. Bu sene Yeditepe Üniversitesi sponsorluğu ve iş birliği ile bir gelişim programı gerçekleştiriyoruz. Etkinlikler ücretsiz olacak. Farklı konularda paneller, söyleşiler ve atölye çalışmaları düzenlenecek. Genç eleştirmenler için de bir eleştirmenlik atölyesi oluşturulacak, bazı oyunlardan sonra soru cevap bölümlerimiz olacak. Yoğun bir program, 19 gün boyunca sizleri bekliyor!” diyerek herkesi 23. İstanbul Tiyatro Festivali’ne davet etti.