Dr. Öğretim Üyesi Hülya SEMİZ TÜRKOĞLU
Kadınlar her dönemde, hayatın her alanında verdikleri mücadelelerle güçlerini kanıtlamışlardır. Hem kendi mücadelesiyle hem de tüm kadınlar için yaptıklarıyla Selma Rıza Feraceli de bunun en iyi örneklerinden biridir.
Tanzimat döneminin ilk Türk kadın gazetecisi ve roman yazarlarından olan Selma Rıza Feraceli, 1872’de İstanbul’da doğdu. Babası Şura-yı ve Meclis-i Âyan üyelerinden Ali Bey, annesi ise Avusturyalı Macar asıllı bir ailenin İslamiyet’e geçmiş kızı Nâile Hanım’dır. 7 çocuklu ailenin en küçük üyesi olan Selma Rıza Feraceli, iyi hocalardan eğitim almıştır. Jön Türkler hareketine katılan Abisi Ahmed Rıza’nın durumundan etkilenen Selma Rıza Feraceli, ailesinden bile gizlenerek kıyafet değiştirip abisinin yanına Fransa’ya gitmiş; Güçlü Fransızca bilgisiyle Sorbornne Üniversitesi’ne devam etmiş ve hatta orada eğitim alan ilk Türk kadını olmuştur. 10 yıla yakın süre yaşadığı Paris’te İttihat ve Terakki Fırkası’nın tek kadın üyesi olarak görev yapmış ve yazılarıyla ülkemizin aydınlanma yoluna katkı sağlamıştır.
Selma Rıza Feraceli gazeteciliğe, İstibdat döneminde korku salan Meşrevet gazetesinde başladı. Ahmet Rıza ve Halil Ganim Bey’in kendi paralarıyla çıkardığı, Osmanlı topraklarında hürriyet ve eşitliği savunan Meşrevet gazetesi kısa zamanda Jön Türk’lerin sesi haline gelmiştir. Fransızca “Danışma” anlamına gelen Meşrevet gazetesi önceleri ayda iki kez yayınlandı. Aynı zamanda Bahaeddin Şakir ve Samipaşazade Sezai’nin çıkardığı Şuray-ı ümmet gazetesinde de yazıyordu. Samipaşazade Sezai Selma Rıza Feraceli’yi “Kadınlığın Tacı” olarak nitelendiriyordu. Selma Rıza, 1908’de II. Meşrutiyet’in ilanı üzerine İstanbul’a döndü. Yurda dönüşünden sonra gazetecilik yapmadı ancak sosyal hayatta rol almaya devam etti. Meşrutiyet’in ilanından sonra yeniden teşkilatlandırılan Osmanlı Hilal-i Ahmer (Kızılay) Cemiyeti’inde çalıştı. Beş yıl boyunca genel sekreterlik yaptı.
Hanımlara Mahsus Gazete ve Kadınlar Dünyası gibi yayın organlarında yazılar yayımladı. İstanbul’da Müslüman Osmanlı kadınları için okullar açılması uğrunda mücadele etti. Meclis-i Mebusan reisi olan ağabeyi Ahmed Rıza’nın da ön ayak olmasıyla Kandilli’deki Adile Sultan Sarayı’nın Türkiye’nin ilk yatılı kız lisesi olarak açılmasına yardımcı oldu.
1899 yılından itibaren “sosyal hayatta kadın” konusu üzerine yoğun çalışmalar yaparak kendisinden önce bu konu hakkında yazılan eserleri okumuştur. Alanda yazmış olduğu çalışmalar başta Fransız yazar ve Atatürk’ün de arkadaşı olan Claude Farrère (1876-1957) ile dönemin edebiyatçıları ve sosyologları tarafından övgüyle karşılanmıştır.
Uhuvvet romanında, Tanzimat Fermanı’nın ilanıyla değişen sosyal yapıyı daha çok aile ve kadın ekseni üzerinde trajik bir öyküyle işlemiş; toplumsal aydınlanmanın kadın-erkek eşitliğinin her alanda sağlanması ve kadınların eğitilmesiyle gerçekleşeceğini savunmuştur. Bu eserinde cariyelik, esaret, Batılılaşma sorunu, görücü usulü evlilik, kadının çalışma hayatı ve sosyal hayata karışma imkanı, kız çocuklarının okutulması gibi günümüzde de halen sorun olarak devam eden konular üzerine değinen Selma Rıza Feraceli, aslında kardeşlik adını verdiği romanında, eşitsiz kız kardeş örneğini ele alarak toplumsal cinsiyet rolleri açısından kadının statüsünü irdelemiştir. Ülkemizin en önemli kadın şahsiyetlerinden olan Selma Rıza Feraceli, 59 yaşındayken -Şubat 1931 tarihinde- hayatını kaybetmiştir.
İlk Türk kadın gazeteci olan Selma Rıza Feraceli’nin yazıları yaşadığı dönemde çok ses getiren dergi ve gazetelerde yayımlanmıştır. Daha çok kadının sosyal açıdan durumu ‘Hürriyet’, ‘Özgürlük ‘ gibi konular üzerine yazdıklarıyla toplumu bilinçlendirmiştir.
Tanzimat Döneminde yeni fikir ve düşüncelerin geniş halk kitlelerine ulaştırılmasında devrin gazetelerinin çok önemli katkıları olmuştur. Tanzimat aydınları gazeteye ayrı bir önem vermişler ve bu çerçevede hem edebi hem de siyasi yazılarını gazetelerde yayımlayarak toplumsal değişime katkıda bulunmak adına halkı ellerinden geldiği kadar aydınlatmaya çalışmışlardır. Selma Rıza Feraceli gibi kadın yazarlar basın yayın çalışmalarının belirli bir seviyeye gelmesinde yadsınamaz bir öneme sahiptir. Kadının toplum içindeki konumu, Tanzimat döneminin en temel tartışma konularından biridir.
Selma Rıza Feraceli’yi mücadelesini hayatının sonuna kadar sürdürmüş, siyasi, toplumsal hayatta kadının var olduğunu ispatlamak için birçok somut adım atmıştır. Selma Rıza Feraceli gazeteciliğinin yanı sıra güçlü bir edebi kaleme de sahiptir. İki roman yazar. Ancak yazdığı şiirler gibi romanları da yayımlanmaz. Henüz 20 yaşındayken, 1892 yılında kaleme aldığı “Uhuvvet (Kardeşlik)”adlı romanı ancak 1999 yılında dili sadeleştirilerek Kültür Bakanlığı tarafından yayımlanır. Maddi yetersizlikler yüzünden yayımlayamadığı romanında kadın sorununa değinmiştir. Kadınlar her dönemde, hayatın her alanında verdikleri mücadelelerle kadının gücünü kanıtlamıştır. Hem kendi mücadelesiyle hem tüm kadınlar için yaptıkları ile ilk Türk kadın gazetecimiz Selma Rıza Feraceli’yi saygı ve rahmetle anıyoruz.
Kaynakça
Aytaç, BEDRETTİN. “The Question of Women in the Works of Selma Riza and May Ziadeh”, Orient am Scheideweg, Verlag Dr. Kovac, (Edt.by. Martin Tamcke), Hamburg 2003.
Aytaç, GÜRSEL. “Türk Romanında Feminist Söylem”. Türk Edebiyatı Tarihi 4. Cilt. Ed. Talât Sait Halman. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, 2007.
HAZER, Gülsemin. “Selma Rıza’nın Uhuvvet Romanında Kurmaca Yapı” (Erişim Tarihi: 03.03.2021) https://turkishstudies.net/
MARDİN, Şerif. Jön Türklerin Siyasi Fikirleri (1895-1908), İletişim Yayınları.