Haber: Rana Topatan
Neredeyse dünyanın her yerinde insanlar teknolojik gelişmeler sayesinde internet aracılığıyla istenilen her şeye özgürce ulaşabiliyor. Fakat teknolojik cihazlar insanları gerçek dünyadan uzaklaştırıyor ve tam tersine onların özgürlüğünü kısıtlıyor. Bu bağımlılık insanların gelecek planlarından yaşam standartlarına kadar kendine yer ediniyor. Herhangi bir yere giderken bile önce telefon daha sonra taşınabilir şarjlarını kontrol ediyorlar. Tüm bu etkenler Z kuşağının gerek kişiliğinde gerekse yaşam biçiminde büyük rol oynuyor. Bu yüzden tüketen değil tüketilen bireyler oluşuyor.
Z kuşağı neden bu kadar çabuk tüketiyor?
Gen Z, yaşam boyu bilgiye aç olan, herhangi bir şeyi merak ettiğinde saniyeler bile tutmadan arama motorlarından bilgiye ulaşan bir kuşaktır. Geçmişte insanlar bilgiye ulaşmak için günler süren araştırmalar yaparken günümüzde kaynağa ulaşmak birkaç tık ile mümkün. Teknolojinin gelişiminin bilgiyi insanlara kolay ulaştırma gibi olumlu yönleri olduğu gibi olumsuz yönleri de bulunuyor. Bilgiye kolay ulaşım Z kuşağının sabırsızlığını tetikliyor çünkü bu kuşak internet sayfaları arasında gezerken donan internete bile katlanamıyor.
“Carpe diem” yani anı yakalama felsefesine sahip bu jenerasyon popüler olup çok kısa süre de viral olan her şeyi yakalama, sahip olma peşindedir. Tüm bunlar hakkında bilgi sahibi olmak istedikleri için dijital cihazlarda çok zaman harcamaktalar. Y kuşağına göre daha az kitap okuyup daha fazla elektronik cihazlarla iç içe oldukları için odaklanma sorunu, çabuk sıkılma, pes etme gibi olumsuz yönlerle karşı karşıyalar.

Z kuşağının kimlik arayışı
Teknolojinin gelişmesiyle hayatımızın her anında değişimler oluyor. Bu durumdan yaşamını sürdüren nesillerimiz etkilendiği gibi gelecektekiler de etkilenecektir. Z kuşağı teknolojiyle doğmuş ve teknolojinin sağladığı imkanlarla yaşamakta ya da yaşıyor gibi göstermekte. Sosyal medyanın varlığı dünyanın öbür ucundan insanlarla iletişime geçmemizi ve kültürlerin kervancılıkla değil de sosyal ağlarla kaynaştırılmasını sağlıyor. Bu sayede dünya “küresel bir köy” olarak anılıyor. Bu güçlü iletişim Z kuşağını dünyanın her yerinden haberdar ederken, sadece sanal gerçeklik kadarıyla gösterilen hayatlara özendirmekte. Elektronik cihazlara harcanan yoğun sürelerle kendilerini izole ederek sanal bir dünyada yaşamaktalar. Gerçek hayatta olmak istedikleri kişilerle kendilerine sanal kimlik oluşturmaktalar. Üstelik bu kimlik bir hesapla kalmayıp birçok hesaba taşınıyor. Bu yüzden popüler olana ayak uydurmak için oldukları kişi asla yeterli gelmemekte ve onlar için hiçbir fikir dogma olmamakta.
Z kuşağının “küresel bir köy” olarak anılan dünyaya hakim olması diğer kuşaklardan farklı olarak gelenekselci değil yaratıcı bireyler olmalarını sağlıyor. Dini inanç, ırk, ideolojik tercih, cinsel yönelim gibi konularda açık görüşlü ve saygılı birey olarak davranıyorlar.
Z kuşağı tüketici mi üretici mi ?
Bilindiği üzere 2000’lerin başını kapsayan Z jenerasyonu yeni yeni iş hayatına atılmakta ya da öğrenimlerine devam etmekteler. Bu yüzden ekonomik olarak aileye bağlı bu bireyler tüketici profilinde yer alıyorlar. Her gün aynı şartlar altında çalışmak, uzun bir süre aynı ilişkiye sahip olmak gibi durumlardan kaçınıyorlar. Hayatlarında daima yeniliğe yer veren, hızlı ve analitik düşünen bireyler oluşuyor. Bu özellikleri kullanırken daima öne kendilerini koyan Gen Z bu sayede özgüven dolu ve topluma karşı girişimci yaklaşımlarıyla göze çarpmaktadır.
Z kuşağı çok mu kapitalist?
Daima yenilik yanlısı, popüler olanı yakalama peşinde olan Gen Z sabit ve stabil olan durumlardan çabuk sıkılıyor. Ellerinde taşıdıkları sanal dünya da her zaman yenilikler olduğu için onlar için durağanlık katlanılamaz bir durum. Popüler olan markalara; modadan teknolojiye kadar uzanan bu skala tarzlarını oluşturmak için önemli bir araç. Kendi oluşturdukları kimliğe uygun giyimler için yeni çıkmış olanı alıp eskisinden çabuk bıkıyor, son model teknolojik aygıtları istiyorlar. Bu yenilik arayışları tüketim ömrünü azaltarak alış-veriş sıklığına yol açıyor. Bu sayede tüketim çılgınlığına bağımlı hale geliyorlar.

Z kuşağı farklı bir dünyaya mı ait ?
Hayali bir gerçekliğe taşınarak gerçek dünyadan kopan bu jenerasyon ellerinin altındaki teknoloji sayesinde aradığı her şeyi buluyor. Gerçek hayatta sahip olamayacağı her şeyi dijital oyunlarda ve dijital platformlarda oluşturabiliyorlar. “TheSims” gibi yaşam simülasyonunu yansıtan video oyunlarında yaşamak istedikleri evleri, eşyaları ve olmak istedikleri karakterleri oluşturabiliyorlar. İnternet ortamında daha birçok çeşidine rastlayabileceğimiz oyunlar subliminal mesajları sayesinde kullanıcılarının bilinçaltını etkileyerek onlara çekingen ve korkak bir yapı kazandırıyor. Bu oyunlar ile kısır döngü gerçekleşirken, Z kuşak bireyleri gerçek hayatta oluşturamadığı öz benliklerini bu tarz platformlar sayesinde hayali benlikler olarak yaratıyor. Oyunların oluşturduğu bağımlılık bu kuşağın tükettikleri yiyecekler de bile fark edilmekte. En pratik ve rahat tüketilen; fast food, hazır gıdalar gibi yiyecekler tüketirlerken bile içinde bulundukları sanal gerçeklikten ayrılmamaktalar. Hız ve pratiklik bu kuşağın bireyleri için en önemli standartların başında geliyor.