Muhabir: Sena Sandıkçı
Fotoğraf: Melek Öztürk, Elif Köysüren
Editör: Özgür Recep Kocaoğlu
İstanbul – (İÜ Haber Merkezi)
Kültür ve Turizm Bakanlığından ödüller alan ebru sanatçısı Fatih Yeşil deneyimlerini İletim gazetesiyle paylaştı.
Dokusu Sanat’ın kurucusu ve ebru sanatçısı Fatih Yeşil geleneksel ebru sanatını hayatına nasıl dâhil ettiğini, deneyimlerini ve sanat anlayışını İletim gazetesi ile paylaştı. Yeşil, ebru ve hat sanatlarının geçmişini, bu sanatların kültürel ve ruhsal derinliğini, sanat yolculuğunun kırılma noktalarını ve bu sanatların geleceği hakkındaki görüşlerini anlattı.

Ebru Sanatına İlk Adım: Bir Matbaada Çıraklık Yaparken Başlayan Yolculuk
Ebru sanatıyla tanışmasının çocukluk yıllarında başladığını söyleyen Yeşil, genç yaşlarda matbaada çıraklık yaparken bir ustanın ebru çalışmalarının dikkatini çekmesiyle ebru sanatına ilgi duymaya başladığını aktardı. Yeşil, ebru ile olan ilişkisindeki kırılma noktasının 2006 yılında bir vakıftaki ebru derslerine katılması vesilesiyle olduğunu söyledi.
Ebru ve Hat Sanatı: Gelenekten Modernizme
Ebru sanatının özellikle hat sanatıyla yakından ilişkili olduğunu vurgulayan Yeşil, hat sanatının Türk kültüründe çok derin bir yeri olduğunu belirtti. Yeşil, “Kur’an Mekke’de nazil oldu, Mısır’da okundu, İstanbul’da yazıldı.” sözünü hatırlatarak ebru ve hat sanatının önemine dikkat çekti. Hat ve ebru sanatlarınınsadece estetik bir değer taşımakla kalmayıp aynı zamanda manevi bir yükümlülük ve saygının ifadesi olarak da kabul edildiğini aktaran Yeşil, “Özellikle eski hattatların yazarken ibadet eder gibi çalışmaları bu sanatların değerini katlamaktadır.” ifadesini kullandı. Sanatçı, ebru sanatının tarihsel gelişimini anlatırken ebrunun Türkistan, İran ve Osmanlı coğrafyasındaki etkilerinden de bahsetti. Yeşil, “Ebru, Anadolu coğrafyasında yapılmaya başlandıktan sonra çok farklı bir noktaya gelinmiş ve teknik açıdan çok ileri gidilmiştir. Motifler, kullanılan boyalar, hatta kullanılan teknikler tamamen bu topraklara özgü hale gelmiştir.” diyerek Türk ebru sanatının gelişimini anlattı.
Geleneksellik ve Modernlik Arasında Bir Denge
Yeşil, bazı sanat eserlerinde geleneksel motifleri modern dokunuşlarla harmanladığını, eserlerini üretirken “Modern mi, geleneksel mi?” diye endişe etmek yerine içinden geldiği gibi hareket etmeyi daha uygun gördüğünü dile getirdi. Sanatında kullandığı malzemelerin ve tekniklerin klasik ebru ve hat sanatına sadık kaldığını söyleyen Yeşil, kendi tarzını yaratırken kişisel özgürlük alanında olduğunu vurguladı. Sanatını en çok kendisinin sevmesi gerektiğine inanan sanatçı Yeşil, başkalarının ne düşündüğünden çok kendi içsel huzuruna odaklandığını ifade etti. “Sanatçılar için ilham, her zaman belirli bir kaynaktan gelmeyebilir. İlham baktığınız bir şeyin şekli, rengi, ışığı olabilir. Bazen üzgün olduğunuzda da farklı bir şey çıkar. Sanatçının hisleri, ruh hali ve çevresi eserin doğuşunda önemli bir rol oynar.” diyerek ilhamın çevredeki her şeyden gelebileceğinin altını çizdi.

Sanatın Gücü ve Yurt Dışındaki Sergiler
Yurt dışında düzenlediği sergilerde Türkiye’yi en iyi şekilde temsil etmeye çalıştığını belirten Yeşil, “Sanatla bir mesaj vermek istiyorum.” dedi. Yurt dışında ebru sanatı hâlâ çok tanınmamış bir alan olduğu içindüzenlediği sergilerin kültürel bir elçi olma fırsatı sunduğunu vurgulayan sanatçı, Türkiye’nin geleneksel sanatlarını dünyaya tanıtma arzusuyla hareket ettiğini ve yurt dışındaki sergilerde, hem kültürel değerleri hem de kendi sanatını geniş kitlelere ulaştırmayı amaçladığını belirtti.
Yeşil, yakın gelecekte İzmit’te yeni bir sergi hazırlığı içinde olduklarının haberini veren Yeşil, son dönemdeki eserlerini sanatseverlerle buluşturacak olan bu serginin ayrıca yurt dışında da açılabileceğini belirtti.
Sanatın Geleceği: Yeni Nesillere Mesajlar
Sanatçı, sanata ilgi duyan gençlere sevdikleri işin peşinden gitmelerini, sevgi ve tutku ile çalışarak başarıya ulaşabileceklerini tavsiye etti. “Sanatla uğraşmak isteyen birinin ticari kaygıları olmamalı.” diyen Yeşil, kendisi için önemli olanın sanatını icra ederken içsel bir tatmin duygusu yaşamak ve bu süreci en derin şekilde deneyimlemek olduğunu aktardı.
Yeşil, gelişen teknoloji ve hızla değişen dünya şartlarının geleneksel sanatların peşinden gitmek isteyenler için engel olmadığını aksine fırsatlar sunduğunu dile getirdi. Yeşil, kendi sanat yolculuğunun, sadece teknik bilgiye dayalı değil aynı zamanda bir ruh yolculuğu olduğunu ve eserlerinin geçmişle geleceği, gelenekselle moderni bir araya getirerek sanatseverlere benzersiz bir deneyim sunduğunu savundu.