Muhabir: Zeynep Gökgöz
İstanbul-(İÜ Haber Merkezi)
Çocuk edebiyatı yazarlığına öğrencilik yıllarında başlayan Yazar Betül Yarız deneyimlerini anlattı. Bu alanda ilerlemek isteyen öğrencilere yol haritası çizmek için Yarız İletim Gazetesine konuştu.
Yazarlık serüvenine lise yıllarında bireysel edebiyat dergilerinde başlayan Yarız, üniversite yıllarında çocuk edebiyatına yöneldiğini söyledi. Yarız, Çocuk edebiyatı yazarlığı yaptığı için ve çocuk kütüphanesinde çalıştığı için kendini şanslı gördüğünü belirterek okurlarıyla bir araya gelmenin onu oldukça mutlu ettiğini söyledi.
Yazılarında pedagojik kısmına özel ihtimam gösterdiğini dile getiren Yarız sözlerine şöyle devam etti: “Bir çocuğa düşmanı anlatırken düşman demeyiz. Çorapları kötü kokan çirkin ayakkabılı adam deriz. Bir insanın yaradılışına çirkin demeyiz. Diyemeyiz. Çünkü yaratıcı, her şeyi güzel yaratmıştır. İnsanlar kendi fiilleri ile kötülüğü oluşturur. Bu felsefeyi çocuğa vermek için bizatihi kişinin fiziksel özelliklerine değil de davranış ve kendi seçimiyle yaptığı şeylere kötülük atfederiz. Ya da mültecilik gibi hassas konulardan bahsederken direkt bir işgalcinin masum bir çocuğu evinden uzaklaştırdığını ve bunun için de savaşı kullandığını söyleyemeyeceğimiz için, bu olaya bir metafor üretiriz. Çocuğu dünyada olup bitenden soyutlamak istemeyeceğimiz için Sterilize hayalci bir dünyanın dışına reele yaklaştırırız. Metaforda bir çanta kullanır çantayı dünyayı gezdirir kimi zaman o çanta yollarda bot olur kimi zaman çanta olur kimi zaman ev olur. Metafor çocuklar için bir kurtarıcıdır”

Kariyeri boyunca alanıyla alakalı eğitimlerine devam ettiğini belirten ve tavsiye eden Yarız, süreç içindeki gelişimin sadece tecrübeyle değil eğitimle de olacağını söyledi. Dergide ilk başladığında sorular köşesi yaparken şimdiyse çiçekleri kelimeleri ve çocukları çok sevdiğini bu yüzden “Çiçeklerin Hikayeleri” köşesini yazdığını ifade etti.
Yazılarını dergisinin de teşvikiyle bir pedagog tarafından incelendiğini söyleyen Yarız, özellikle şiddete mahal verecek durumlardan ve toplumsal ahlaka aykırı içeriklerden kaçınmaya çalıştığını belirtti. Ayrıca erken dönem okuyucuları için kelimeler kadar görsellerinde önemli olduğunu vurgulayan Yarız, bu alanda ilerlemek isteyenlere çizim dersleri almalarını önerdi. Yazım sürecinde karmaşık cümlelerden uzak durulması gerektiğini ifade eden Yarız, fakat çocuğun kelime haznesinin gelişmesi adına her zaman potansiyelin biraz üstüne çıkılabileceğini belirti.
Yazarlığın yanı sıra çocuk atölyeleri düzenleyen Yarız konuşmasını şöyle sürdürdü: ” Çocuklara bir şey anlatmak istiyorsanız önce onları dinlemeniz gerekir. Ben atölyelerimin ilk on dakikasını tanışma çemberi yapıyorum. Tanışma ve o hafta neler yaptılar konuşma olarak şekilleniyor. Onlar enerjilerini attıktan sonra artık beni dinleyecek halleri oluyor. Kitap okurken ya da bir hikâye anlatırken sesinizi iyi kullanmanız gerekir. Yeri geldiğinde abartıya kaçmadan minik dramalar eklenebilir. Ya da enstrüman eklemek dikkati iyi toplayıcı unsur olabiliyor. Kısacası genel hatlarıyla duyguları onların hissettiği düzeyde hissetmeye çalışıyorum”

Toplumda dezavantajlılık sağlayan konularda (fiziksel-zihinsel engellilik, konuşma bozukluğu, fiziksel farklılıklar gibi durumlar) yazım sürecinde hayatın içi de olan bu durumları hayatın içine çiğ bir şekilde değil de doğal ve olağan şekilde yerleştirdiğini belirten Yarız sözlerini şöyle tamamladı:
“Nasıl kırmızı renge kırmızı dediğimizde rengin tonu anlaşılıyorsa mavi renk içinde mavi demem yeterli diye düşünüyorum maviyi anlatmak için gökyüzünün yumuşaklığından rengini alan masmavi bir renkti dediğimde burada bir kaba tabirle “zorlama” olduğu için görme bozukluğu olan bir çocuk içinde sanki böyle bir dezavantajı yokmuş gibi abartı cümleler kullanmayı sevmiyorum”