Merve TOKAZ
Selim Yenel, “Medya ve Türk Dış Politikası” dersi kapsamında Doç. Dr. Meltem Bostancı’nın konuğu oldu. Avrupa Birliği Bakanlığı’nda Müsteşarlık, Dışişleri Bakanlığı’nda Özel Kalem Müdürlüğü gibi önemli görevlerde yer alan ve şuan aktif olarak Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü’nde çalışmalar yürüten Yenel, Türk Dış Politikası, Avrupa Birliği’nin genel yapısı ve Türkiye-AB ilişkileri konularında değerlendirmelerde bulundu.
“Avrupa Birliği Krizleri Fırsata Çevirdi”
Yenel, Avrupa Birliği oluşumunun temel yapısıyla ilgili olarak, “6 ülke ile başlayan şu anda 28 ülkeden oluşan bir birlik. Avrupa Birliği’nin üç tane temel kolu var. Birincisi komisyon. Bu kurum yasaları hazırlayan bir kurum. Burada çeşitli konularda çevre, siyaset, hukukun üstünlüğü gibi birçok alanda yasalar geliştiriliyor. İkincisi Avrupa Parlamentosu ve toplamda 751 üyesi var. Farklı kesimler, düşünceler ve partilerden oluşan üyeleri var. Çok fazla yetkiye sahip değiller. Üçüncü önemli organı ise Avrupa Konseyi’dir. Konsey, güçlü bir yapıya sahip.” dedi. Avrupa Birliği’nin başarılı olmasının en önemli sebebini krizleri fırsata çevirebilmiş olmasına bağlayan Yenel, “En önemlisi kıtada barış var. Birinci ve İkinci Dünya savaşında çok derin acılar yaşayan Avrupa bir daha bunu yaşamamak için bu fikri geliştirdi. Herkesin birlikte olması için çabaladı. Her ne kadar Balkanlar’da birtakım krizler olsa da üyeler arasında hiçbir savaş çıkmadı. Özellikle Fransa ve Almanya arasında hiçbir sorun yaşanmadı. Baktığımızda şu an birbirine en yakın iki ülke konumundalar.” ifadelerinde bulundu.
“Güçlü Olan Kazanır”
Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinde ciddi sıkıntılar yaşadığını ve halen bu sorunların aşılamadığını belirten Yenel, “Şu an için ilişkilerde kötü bir noktadayız. Bunun en büyük nedeni iki devletin çok farklı düşüncelere sahip olması. Avrupa Birliği’nin bakış açısı üyelik dışında her şey iken bizim bakış açımız üyelik dışında hiçbir şey.” diyerek Soğuk Savaş sonrası AB’de yaşanan ideolojik değişimin Türkiye’nin üyelik sürecini doğrudan etkilediğini şu şekilde ifade etti: “Şu anda dünyada ‘Güçlü olan kazanır’ kuralı var. Soğuk Savaş’ın bitmesiyle dünya çok farklı bir yer haline geldi. Daha önce kabul gören şeyler geçerliliğini yitirdi. Soğuk Savaş döneminde Türkiye NATO, Avrupa Konseyi, OECD gibi Batılı kuruluşlara girdi ve Batı’nın bizi kabul ettiğini sandık, ancak Soğuk Savaş sonrasında farklı bir durumla karşı karşıya olduğumuzu anladık.”
Kıbrıs Sorunu İlişkileri Zedeledi
AB’ye üyelik sürecinde Türkiye’nin önünde büyük bir engel olarak Kıbrıs sorununun bulunduğunu ve karşılıklı olarak ilişkileri zedelediğini belirten Yenel, her şeye rağmen AB ile iyi ilişkilerin sürdürülmesine çalışılmasının yararlı olacağını sözlerine ekledi.
Konferans, soru-cevap kısmının ardından sona erdi.