Tuğçe AYÇİN
Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkarak birçok ülkeye yayılan ve ölümlere sebep olan koronavirüs, dünya gündeminde en çok yer alan konuların başında geliyor. Toplamda 4 bin 515 kişiyi etkileyen ve 106 kişinin ölümüne yol açan virüs hakkında merak edilenler ise günden güne artıyor. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Haluk Eraksoy, yeni koronavirüsün ortaya çıkışı, yayılışı, belirtileri ve korunma yolları hakkında bilgi verdi.
Yeni koronavirüs, Çin’in Wuhan kentinde, canlı hayvanların ve ürünlerinin satıldığı bir pazarla ilişkisi olan 4 kişide ve burayı ziyaret eden çok sayıda insanda zatürre bulgularının saptanmasıyla 31 Aralık 2019’da gündeme geldi. Dünya üzerinde birçok ülkeye yayılan ve ölümlere sebep olan virüsün koronavirüs ailesinden olduğu, hastalardan alınan örneklerin incelenmesi sonucunda 7 Ocak 2020’de anlaşılırken, bu yeni virüse “yeni koronavirüs 2019”; yani 2019-nCoV adı verildi. Koronavirüslerin, insanlarda hastalık yapabilen geniş bir virüs ailesi olduğunu belirten Prof. Dr. Haluk Eraksoy, yarasa gibi bazı hayvan türleri arasında dolaşan koronavirüslerin zaman içinde değişim göstererek insana bulaşma yeteneği de kazandığını ve böylece insan olgularının görülmeye başlandığını söyledi. Koronavirüslerin insandan insana bulaşma yeteneği kazanırlarsa tehdit oluşturabileceklerini kaydeden Prof. Dr. Eraksoy, “İnsanda hastalık yapabilen koronavirüslerden 4’ü nezle ya da soğuk algınlığına neden olur. 2 koronavirüs ise kısaca SARS ve MERS olarak adlandırılan daha ağır solunum yolu hastalıklarının etkenidir. SARS’ın kaynağının misk kedileri, MERS’in kaynağının develer olduğu anlaşılmıştır” dedi.
Koronavirüsün Görüldüğü Ülkeler
7. koronavirüsün ise Çin’de görüldüğünü ve bu virüsten etkilenen 4 bin 515 kişiden 106’sının öldüğünün doğrulandığını belirten Prof. Dr. Eraksoy, ölümlerin hepsinin Çin’de gerçekleştiğini ifade ederek, hastalığın görüldüğü ülkeleri ve hasta sayılarını şu şekilde aktardı: “Yeni koronavirüsün saptandığı hasta sayısı; Çin’de 1988, Tayvan’da 6, Tayland’da 5, Avustralya, Malezya ve Singapur’da 4, Fransa, Japonya ve Güney Kore’de 3, ABD ve Vietnam’da 2, Kanada ve Nepal’de ise 1 olarak bildirilmiştir. Vietnam’daki hasta hariç Çin dışındaki ülkelerde saptanan hastaların hepsinin Çin’den geldikleri öğrenilmiştir.”
“Ateş, Öksürük ve Nefes Darlığı ile Kendini Gösteriyor”
Yeni koronavirüse bağlı hastalığın belirtileri hakkında açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Eraksoy, hastalığın 2-14 gün arası süren bir kuluçka süresinden sonra birden başlayan 39 derecelik ateş, öksürük, nefes darlığı ile kendini gösterdiğini kaydederek, bazı hastalarda boğaz ağrısı ve burun akıntısının da olabileceğinin altını çizdi. “Ağır hastalanan ve ölenlerin hemen hepsi; yaşlı ya da akciğer hastalıklarına, organ yetmezliklerine, kanser, diyabet ve bağışıklığı baskılayan hastalıklara sahip olan kişilerdir” şeklinde konuşan Prof. Dr. Eraksoy, genç sağlıklı erişkinlerde hastalığın nispeten hafif seyrettiğini dile getirdi.
“Bulaşması İçin 2 Metreden Yakın Temas Gerekir”
Yeni koronavirüsün, diğer koronavirüsler gibi solunum salgılarıyla bulaştığının düşünüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Eraksoy, hasta kişilerden kaynaklı öksürük, hapşırık, gülme ve konuşma sırasında çevreye saçılan virüs içeren damlacıkların, sağlam kişilerin mukozalarına temas ederek bu kişilerin hastalanmasına neden olduğunu vurgulayarak ifadelerini şu şekilde sürdürdü: “Hastalığın bu şekilde insandan insana bulaşması için 2 metreden yakın temas gereklidir. Bugüne kadar virüsten etkilenen 4 bin 515 kişi arasında bulunan 15 sağlık çalışanının, hastalarla direkt temas sonucunda hastalandığı, ayrıca hastalığın hayvan pazarını ziyaret etmeyen kişilerde de geliştiği gösterilmiştir. Bu bulgular yeni koronavirüsün insandan insana bulaşabildiğini göstermektedir. Ancak halen bulaştırıcılığın ne ölçüde olduğu bilinmemektedir. Salgının nasıl seyredeceğini belirleyen en önemli faktör virüsün insandan insana ne kadar kolay bulaşabildiği ve gerekli önlemlerin ne kadar başarıyla alınacağıdır. Bugünkü bilgiler ışığında yeni koronavirüsün et, süt, yumurta gibi ürünlerin yenmesiyle bulaşmadığı söylenebilir.”
“Koronavirüs, Ülkemizde Yayılmış Değil”
Yeni koronavirüsten korunmak için yapılması gerekenler de merak konusu. Bugün için ülkemizde hastalığın yayılmasının söz konusu olmadığını ve bu sebeple toplumda özel bir önlem alınmasının gerekmediğini kaydeden Prof. Dr. Eraksoy, “Hastalıktan korunmak için bir aşı bulunmamaktadır ve korunmak için şimdilik en etkili yöntem hasta kişilerle temas etmekten kaçınmaktır. Ancak solunum yolu enfeksiyonu yapan, grip ya da nezle virüsü gibi çok sayıda virüs kış aylarında insanlar arasında dolaşıyor. Sadece yeni koronavirüsten değil; diğer tüm solunum virüslerinden korunmak için el temizliğine dikkat edilmesi ve temiz olmayan ellerin göz, ağız ve burna götürülmemesi gerekiyor” dedi.
İfadelerine yeni koronavirüse bağlı hastalığın tedavisi konusunu değerlendirerek devam eden Prof. Dr. Eraksoy, “Bugün için koronavirüslere karşı etkili olduğu gösterilmiş bir ilaç bulunmamaktadır. Bu nedenle hastalara belirtileri giderecek ve varsa bozulan organ işlevlerini destekleyecek tedaviler uygulanmaktadır” şeklinde konuştu.
“Ölüm Hızı Düşük, Yayılma Hızı Yüksek”
Yeni koronavirüsün ölüm hızının yüzde 3’ten küçük olacak şekilde, kendisinden öncekilere göre daha düşük olduğunun gözüktüğünü ancak yayılma hızının daha yüksek olduğunu kaydeden Prof. Dr. Eraksoy, hastalananların sayısının daha da artacağının anlaşıldığını aktararak, “Böyle damlacıklarla bulaşan solunum yolu hastalıklarının yayılması yavaşlatılabilir. Ancak bir ülkeden diğerine geçmesini tümüyle önlemek neredeyse olanaksızdır. Ülkemizde son 14 gün içinde Çin’e bizzat seyahat etmiş olan veya seyahat etmiş biriyle yakın teması olan kişiler, ateş, öksürük ve nefes darlığı gibi belirtileri olursa mutlaka en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır” ifadelerini kullandı.
“Resmî Kurumların Açıklamalarına Kulak Verilmeli”
Yeni ortaya çıkan bir virüsün her zaman ilgi ve merak uyandırdığını vurgulayan Prof. Dr. Eraksoy, “Bu, yeni koronavirüs için de böyledir. Ne yazık ki çoğu gerçek dışı olan bilgiler sosyal medyada adeta ışık hızıyla yayılmaktadır. O nedenle yalnızca ciddi kurumların ve kuruluşların açıklamalarına kulak verilmelidir” diyerek sözlerini tamamladı.