Kübra Şule YILMAZ
Atın temel eğitimi, biniciliğin psikolojik ve fiziksel yararları, hipoterapi, biniciliğe olan ilgi ve atlarla insanlar arasındaki bağı Veteriner Fakültesi Meslek Yüksek Okulu At Antrenörlüğü Bölümü Öğr. Gör. Hüseyin Okçu anlattı.
Atın evcilleştirilmesi ile başlayan binicilik tarihinin göçebe kavimlere dayandığı, atın bir binek hayvan olarak seyahat, yük taşımacılığı, savaş amacıyla kullanıldığı ve zamanla spor haline geldiği biliniyor.
Spor amacıyla yapılan binicilik öncesinde atın gerekli bir temel eğitimden geçmesi gerektiğini belirten Öğr. Gör. Okçu, “Atlarımızı eğitmeye iki yaşından sonra başlıyoruz. Eğitimlerimizde taylarımızın ilk başta eğere ve başlığa alışması daha sonrasında biniciyi ve onun komutlarını algılamasını sağlıyoruz” dedi.
Dört yaşın sonunda ise atların iyi bir eğitimden geçmesi halinde yarışmalara ve eğitimlere çıkabilecek seviyeye gelebileceğini ifade etti. İyi bir binici olmanın ise; kişisel beceriye göre değişen bir süreç olduğunu fakat dört-beş derslik bir eğitim sonucunda kişinin atını kendi başına idare edebilir duruma geldiğini söyleyen Öğr. Gör. Okçu, atları dörtnala koşturmak için yirmi-yirmi dört derslik bir eğitim sonucunda bunun başarılabileceğini söyledi.
Farklı Biniş Stilleri Var
Biniciliği öğretirken kullanılan biniş stilinin sportif (İngiliz) olduğunu belirten Öğr. Gör. Okçu, farklı biniş stillerinin var olduğunu ifade ederek “Her atlı sporun kendine özgü farklı oturuş ve duruş biçimleri vardır. Mesela bir düz koşu binicisi ağırlığını ve dengesini kalkarak sağlıyor, çünkü daha hızlı ve süratli gitmesi gerekir. Engel atlama binicisi sadece engellerde ayağa kalkar atın sarsıntısını hissetmemek adına, bir at terbiyesi binicisi ise hiç kalkmaz eğerden atla her daim bir bütün olabilmek için” dedi. Biniciliğin kendi içerisinde birçok atlı spor dalına ayrıldığını belirten Öğr. Gör. Okçu, binicilik sporunun iki canlının birlikte yaptığı tek olimpik spor olduğuna dikkat çekerek “Biniciliğin bu yönüyle diğer spor dallarından ayrı bir yeri vardır” dedi.
“Atlar Her Zaman Yol Arkadaşımız Olmuştur”
Öğr. Gör. Okçu, “Atlar köpeklerden sonra en sadık canlılardır. Sevmeyi ve sevilmeyi severler. İnsanlara hep yol arkadaşı olmuşlardır. Kişi atın üzerindeyken at ve atın yapacağı işe odaklandığı için başka bir şey düşünemez. Bu yüzden kafayı rahatlatan bir spordur” dedi.
Hipoterapi hakkındaki görüşlerine de yer veren Öğr. Gör. Okçu, hipoterapi fiziksel, zihinsel ve duygusal bozukluğu olan hasta gruplarında kullanılan bir yöntem olduğunu, bu tedavi yönteminin atın ısısı ve hareketleriyle beraber psikolojik bir rehabilite ile büyük yarar sağladığını belirtti.
Ayrıca son zamanlarda çalışmaları yoğunlaşan bir atlı branş olduğunu, ülkemizin de bu durum için yurt dışıyla ortak çalışmalar yürüttüğünü ifade etti.
Görüşlerinde günümüzde binicilik sporuna olan ilgiye de yer veren Öğr. Gör. Okçu, at ve atçılık atalarımızdan bize mirastır, bizim kültürümüz ve bizim sporumuzdur. Son zamanlarda dönem dizilerinin etkisiyle insanların biniciliğe, tarihe ve geçmişlerine olan ilgisi artıyor. Bu da biniciliğin daha çok genişleyip yayılmasını sağlar” dedi. Aynı zamanda biniciliğin pahalı bir spor olarak düşünülüp biniciliğe ön yargıyla yaklaşılmaması gerektiğini, var olan bu algıyı yıkmak için ise üniversitemizde özellikle öğrencilerimiz için fiyatların çok uygun hale getirildiğini belirten Öğr. Gör. Okçu, İstanbul Üniversitesi Binicilik Kulübü’nün olanaklarının yeterli düzeyde olduğunu söyledi.