Dicle GÜNGÖR
Tarihi boyunca iki büyük semavi dine hizmet etmiş olan Ayasofya, İmparator I. Justinianos tarafından 532-537 yılları arasında dönemin iki önemli mimarı, Anthemios ile İsidoros’a yaptırılmıştır. “Kutsal Bilgelik” anlamına gelen Ayasofya adındaki “Aya” kelimesi “Kutsal, azize” “Sofya” ise Eski Yunancada “Bilgelik” anlamındaki “Sophos” dan gelir.
Dünyanın sekizinci harikası olarak gösterilen Ayasofya, Doğu Roma İmparatorluğu’nun İstanbul’da yapmış olduğu en büyük kilise olup aynı yerde üç kez inşa edilmiştir. Doğu Roma İmparatorluğu boyunca hükümdarların taç giydiği, başkentin en büyük kilisesi olarak katedral işlevi görmüştür. 916 yıl boyunca kilise olan yapı, 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’un fethiyle camiye çevrilmiştir. 482 yıl boyunca cami olarak kullanılan yapı, Atatürk’ün emri ve Balkanlar Kurulunun kararı ile 1935 yılında “Ayasofya Müzesi” olarak kapılarını ziyaretçilerine açmıştır.
Duvarları Bizans döneminden kalma çok sayıda mozaik ile kaplanmış olan Ayasofya’nın içerisinde Dilek Sütunu, Viking Yazıları, Sultan I. Mahmut tarafından yaptırılan kütüphane ve pek çok önemli tarihi eser bulunmaktadır. Müze’nin bahçesinde ise Osmanlı padişahlarının türbeleri, Sıbyan Mektebi, Şadırvan, Mimar Sinan tarafından yapılmış Payandalar, Hazine Binası ve İmarethane bulunmaktadır. Ayasofya Müzesi’nin giriş ücreti 100 TL’dir. Müze kart geçerli olmakla birlikte 18 yaş altı ve 65 yaş üstü ziyaretçiler için ücretsizdir. Müze, Pazartesi hariç haftanın diğer bütün günlerinde saat 09.00 – 18.00 arasında tüm ziyaretçilere açıktır.