Söyleşi: Ece Nur Güneş
Elektrikli araçlar; çevre dostu, enerji tasarruflu, düşük emisyonlu ve aynı zamanda sessiz olmaları nedeniyle tüketiciler tarafından tercih ediliyor. Ancak tüketici, pil biterse diye düşünüp yolda kalmaktan çekiniyor.
Son 20-30 yıllık bir gündeme sahip olan elektrikli araçların tarihi sanıldığının aksine 1800’lerin başına dayanmakta. Otomotiv endüstrisinde devrim yaratan elektrikli otomobil satışları, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hızla artıyor. Bu duruma paralel olarak, elektrikli araç şarj istasyonlarına olan ihtiyaç da çoğalıyor. Çevre dostu ve aynı zamanda sessiz olmaları nedeniyle tüketiciler tarafından tercih edilen elektrikli otomobilleri ne kadar anladık? Artıları ve eksileri nelerdir? Ne kadar mesafe kat edebilirler? Tam bu sorulara yanıt ararken bir de otonom isimini duymaya başladık. Otonom (sürücüsüz araç) çevreyi algılayabilen insan müdahalesi olmadan çalışan normal bir otomobilin gittiği her yere sürücüsüz de gidebilen araçlar… Elektrikli araçlarla ilgili tüm merak ettiklerimizi, Türkiye’nin ilk ve tek E-Dönüşüm merkezi olan E-Garaj’ın Kurucularından, aynı zamanda Yönetim Kurulu Başkanı Avukat Ahmet Faruk Usta’ya sorduk.
Ece Nur Güneş: Merhaba. Sizi tanıyabilir miyiz? Bizlere E-Garaj’ın kurulum serüveninden bahseder misiniz?
Ahmet Faruk Usta: E-Garaj Yönetim Kurulu Başkanı’yım. Asıl mesleğim avukatlık ve hala aktif olarak avukatlığa devam ediyorum. Otomobil ve teknolojiye olan ilgim beni bu noktaya getirdi diyebilirim. Yaklaşık 4 sene kadar önce biz üç arkadaş Kutay Yamacı uzay mühendisliği mezunu, E-Garaj’ın Genel Müdürü, Emir Tunçyürek İşletme mezunu ve bizim teknik sorumlumuz ve ben birer Tesla aldık. Henüz elektrikli araç alt yapısı yoktu. Aslında bu elektrikli araç kullanıcıları için büyük bir mağduriyet diyebilirim. Ardından elektrikli araç sahibi olanlar ve biz araçlarımızı servise yurt dışına götürmemiz gerektiğini fark ettik. Elektrikli otomobiliniz var ama kaynağınız yok denecek kadar az. Sektördeki bu açığı tutkumuzla birleştirerek bu işe başlama kararı aldık. Burada ne yapıyoruz, size biraz bundan bahsedeyim.
Sürdürülebilir bir gelecek planında elektrikli araçların yeri önemli. Türkiye ve dünyada elektrikli araç pazarıyla ilgili çok önemli gelişmeler yaşanıyor. Biz ilk yola çıktığımızda piyasadaki elektrikli otomobiller bir servise sahip değildi. Bu işin arkasında servis desteği olmadan yürünemeyeceğini fark ettik. Bu farkındalıkla E-Garaj’ı kurma kararı aldık. Burası, şarj istasyonu kurulumu, danışmanlığı, yönetimi ve yazılımı da yapan, elektrikli otomobil almak isteyen kişilerin, elektrikli otomobil modellerini göreceği, araçlarının servis ihtiyaçlarının karşılanacağı, aynı zamanda da sosyal bir kulübe de sahip olan tek E-Dönüşüm merkezi diyebiliriz.
Ece Nur Güneş: İnsanların elektrikli araç konusunda size en çok yönelttiği sorular nelerdir?
Ahmet Faruk Usta: Elektrikli araçlar; çevre dostu, enerji tasarruflu, düşük emisyonlu ve aynı zamanda sessiz olmaları nedeniyle tüketiciler tarafından tercih ediliyor. Ancak tüketici, pil biterse diye düşünüp yolda kalmaktan çekiniyor. Hiç mi benzin yok? Bu soruyla sürekli karşılaşıyoruz. Hibrit de mi değil? Bazı markaların desteğiyle hibrit bir yere kadar geldi ülkemizde. Türkiye’de de üretiliyor. Elektrikle şarj edilen otomobil insanları çok tedirgin ediyor. “Yolda kalınca ne yapıyorsunuz? Bizim onlara cevabımız benzininiz bitince ne yapıyorsunuz? oluyor. Birbirine en uzak şarj istasyonu 150km. En zayıf pilli otomobil bile 150 km’den fazla gidiyor. Planlama yaparsanız seyahat mümkün. İnsanların bu menzil korkusunu anlıyorum ama bitmek üzere.
Ece Nur Güneş: Elektrikli araçların Türkiye coğrafyasına uyumu nedir? Yollarımızın coğrafi durumu şarj alt yapısı açısından uygun mu? Yani artı ve eksi yönleri nelerdir?
Ahmet Faruk Usta: Elektrikli araçlar, kullanıcısına elektriğin enerji olarak akaryakıttan daha uygun fiyatta olması nedeniyle yakıtta maliyet avantajı da sağlıyor. Elektrikli araç istasyonları fazlalaştıkça tüketicilerin elektrikli araçlara yönelimi artacak. Çözüm bana göre Yeşil enerji, yenilenebilir enerji. İnsanlar şebekeye yük olmadan bunu kullanmaya başlayacaklar. Biz aynı zamanda solar kurulum danışmanlığı da veriyoruz. Artık apartmanlarında insanların daire daire birleşip bütün elektriğini solardan karşıladıkları günlere doğru gidiyoruz. Örnekleri de başladı. Elektrik zengini olmamız burada en önemli husus. Avrupa gibi değiliz. Güneşi iki ay üç ay gören ülkeler var. O yüzden biz şebekemize çok yük olmadan yeterli yatırımla ve kişisel yatırımlarla da bunu sürdürebileceğimize ve alt yapı sahibi olabileceğimize inanıyoruz.
Ece Nur Güneş: Elektrikli araç ne kadar sürede şarj olur?
Ahmet Faruk Usta: Özellikle uzun yol için kurulan hızlı şarj istasyonları 30 dakika gibi kısa bir sürede yüzde 80’e kadar şarj imkânı sağlıyor. Normal hızlı şarj istasyonlarında bu süre, 2 saat ile 4 saat arasında değişiyor.
Ece Nur Güneş: Size göre, hızlı Şarj istasyonlarının ülkenin her yerine homojen bir şekilde yayılması ne kadar zaman alır?
Ahmet Faruk Usta: En değer verdiğimiz partnerimiz ZES (Zorlu Energy Solutions) ile sürekli çalışma halindeyiz. Elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla elektrikli araç şarj istasyonları da ülke geneline yayılıyor.
Şu an Türkiye’de 2 binden fazla istasyon var. Tek bir istasyonun kurulum maliyeti ise 50 ile 60 bin Euro’dan başlıyor.
Ece Nur Güneş: Şu an lityum iyon piller kullanılıyor. İleride de bu piller mi kullanılacak yoksa farklı pil teknolojilerine geçilecek mi? Sizin düşünceleriniz nelerdir?
Ahmet Faruk Usta: Açıkçası bir kısmı hala hidrojen fanı olan bir kitle mevcut. Hidrojenle çalışan otomobiller de aslında birer elektrikli otomobil. Elektrikle çalışırlar ancak bir batarya taşımayıp hidrojenle elektriği üretip doğrudan kullanan bir sistemleri var. Lityum iyon pillerin yakın bir gelecek de ortadan kalkacağını düşünmüyorum. Lityum nikel piller, lityum demir bazlı piller… Lityumun yanına başka bir maden ekleyerek farklı enerji yoğunluğuna sahip piller üretiliyor, deneniyor ama yakın bir gelecekte lityum iyon pillerin değişmesini beklemiyoruz.
Ece Nur Güneş: Elektrikli araç alımında yaş faktörü önemli midir? Ne kadar etkili?
Ahmet Faruk Usta: Evet Kesinlikle bir etkisi var. Yeni zamlarla ve vergilerle birlikte elektrikli otomobil fiyatları artık biraz daha makul hale geldi. Tabii makul diyorum ama gerçeklikten uzak bir cümle kurmak istemiyorum. Hala pahalı aslında. Artık elektrikli otomobiller eşdeğeri benzinli otomobillere kıyasla çok daha uygun kaldılar. Bu nedenle de kitle büyüdükçe de demografi de belirginleşmeye başladı. Yaklaşık üç sene önce biz Tesla Kulübü toplantısı yaptığımızda şunu gördük ki, o zamanlar Tesla almak daha pahalıydı, ulaşılması çok daha zordu. Şu an görüyoruz ki kırk yaş ve altı, elektrikli araç üretenlerin birinci hedefi. Çünkü artık araçta deri döşeme, ahşap kaplama, masajlı koltuk cezbetmiyor. Bizi oto pilot cezbediyor. Akıllı yapay zekâ uygulamaları cezbediyor. Artık bu özellikleri kullanıcılarına sunan otomobil markaları tercih edilir durumda. Tesla otomobillerindeki deri aksamlar bile vegan. Bu nedenle yaş ortalaması kırk yaşın altına iniyor da diyebiliriz.
Ece Nur Güneş: Bize biraz da Tesla’ dan bahseder misiniz. Diğer otomobillere kıyasla artıları ve eksileri nelerdir?
Ahmet Faruk Usta: Şunu söyleyebilirim ki Tesla kesinlikle dört tekerleği olan bir Iphone. Otomobil endüstrisinde çok fazla oyuncu var. Bu oyunculardan biri de Amerikalı Tesla. Elektrikli araçlar dünyanın sürdürülebilir enerjiye geçişini hızlandırmakta. Günümüzde otomotiv endüstrisindeki her oyuncu, sayısız yeni otomobil modeli ve özelliği ile elektrikli araçlar ve otonom sürüş teknolojisi üzerinde giderek daha fazla çalışıyor. Tesla, ileri teknoloji ile entegre edilmiş sürücü ve yolcu aktivasyonudur.
Elon Musk “Arabalarımız bizim ilk yaptığımız robotlarımızdı.” demişti. Oto pilot moduna aldığınız anda artık otomobiliniz bilgi sistemleriyle donatılmış şekilde, en güvenilir biçimde sizi yönlendiriyor.
Diğer otomobillerle aralarındaki temel farkları şu ki; endişe edecekleri bir içten yanmalı motorları yok. Diğer firmalarda da otopilota benzer yazılımlar var duymuşsunuzdur. Adaptive cruise control (ACC) ve şerit takip sistemini bir araya getirdiğinizde oto pilot gibi bir veri haline geliyor. Günümüzde de artık data çağında olduğumuzu düşünürsek Tesla’nın elindeki veriyi tarif edeceğim size. Şu anda otopilot yaklaşık 9 yıldır aktif kullanılıyor ve hala beta sürümünde. Bunun sebebi Tesla şu anda hala bunu betadan çıkartmadığı için sizden bir onay alıyor ve aracınızın oto pilotta olduğu her anını izliyor. Bunu da size kabul ettirerek yapıyor. Yolu izliyor, yoldan görüntüler alıyor. Sizin direksiyon hareketlerinizden arabanın verdiği tepkilerden ve bunu kesin söyleyemem ama, yaklaşık 5 milyar km’ye yakın oto pilot verisi var şu an Tesla’nın elinde. Korkunç bir veri. Yaklaşım çok farklı. Tesla’yı Tesla yapan da bu farklı yaklaşım diyebiliriz.
Ece Nur Güneş: Model y’nin ilk Tesla modeli olan Roadster ile arasındaki farklar nelerdir? Dünden bugüne Tesla ’da ne gibi değişimlere gidildi?
Ahmet Faruk Usta: Aslında Tesla’nın hedefi şuydu; Ben çok pahalı bir spor otomobil yapmalıyım. Bunu pahalı bir fiyata satmalıyım ki ucuz modellerimi finanse edebileyim. Tesla hiçbir zaman BMW, Mercedes, Audi gibi lüks marka olma hedefinde değil. Piyasaya giriş stratejisi bizce doğruydu. Önce Roadster ile başladı. Egzotik bir süper arabaydı. Sonrasında Model S çıktı. Oldukça pahalıydı. Amerika için bile çok pahalı bir otomobil. Buradaki hedefi, ucuz, herkese üretebileceği bir elektrikli otomobil için para toplamaktı. Yani batmaktan kurtulduğu anlar da yaşandı. Şu anda Tesla Model 3 Avrupa’da geçtiğimiz ay tüm klasmanlar içinde en çok satılan otomobil oldu. Aslında bunu topluma yayma amaçları var. Herkesin alabileceği bir otomobil üretme derdindeler. Elektrikli otomobilin çok hızlı olabileceğini gösterdiler. Bana kalırsa çok güzel bir rota üzerinden hedeflerine doğru gidiyorlar.
Ece Nur Güneş: Tesla Model Y ’yi getirdik çünkü…. Ne diye devam edersiniz?
Ahmet Faruk Usta: Model Y’yi getirdik, çünkü küresel trendlerde Crossover SUV’lar ciddi bir yükselişte. İnsanlarda şu anki trend, yerden biraz daha yüksek bir otomobil, daha pahalı hissettiren bir otomobil, daha hacimli bir otomobil. Model Y’de bizce bunu hem fiyatıyla hem de diğer yönleriyle çok güzel karşılıyor. Model X vardı eskiden, falcon kapıları vardı. Ama tabii ki pahalı bir otomobildi. Çok kullanışlı bir otomobil de değildi. Çok büyüktü. Fiyatı da diğer özellikleri de böyle olunca Model Y onun optimum versiyonu gibi duruyor karşımızda. Türk halkına da çok uygun olduğunu düşünüyorum. Çocuklu aileyiz, bagajı doldurmayı da seviyoruz. Bu model çok daha verimli.
Ece Nur Güneş: İleride sadece Tesla markalı elektrikli otomobiller mi göreceğiz yoksa marka çeşitliliği devam edecek mi?
Ahmet Faruk Usta: Marka çeşitliliği devam etmek zorunda. Kesinlikle birçok firma göreceğiz hatta Tesla’nın amaçları arasında bu da yoktu. Tesla’nın bir sene önceki etkinliğinde Elon Musk şunları söylemişti: ”Biz elimizdeki datayı ve pil geliştirme sistemini sizlerle paylaşmaya hazırız. Gelin birlikte yapalım. İhtiyaç çok daha fazla olacak.” Bu nedenle böyle bir dominasyon hedefi olmadığını biliyoruz. Bir zamanlar Nokia vardı. Şu an Apple çok popüler bir marka. Belki 20 yıl sonra olmayacak. Belki 20 yıl sonra Tesla’ ya yeni jenerasyonda insanların kuracağı firmalar rakip olacak ama sadece Tesla’nın olduğunu görmeyeceğiz. Aksine Tesla’yı daha az görmeye bile başlayabiliriz.