Haber: Asil Beray Epçeli
Fotoğraf: Bulut Tümerdem
Editör: Özgür Recep Kocaoğlu
İstanbul, (İÜ Haber Merkezi) – İstanbul’un ilk spor kulüplerinden olan Vefa Spor Kulübü, 117 yıllık varoluşunu sürdürmeye devam ediyor. Vefa Spor Kulübü Başkanı Özer Sarı, kulübün kuruluş hikayesini ve günümüzdeki durumunu İletim Gazetesi’ne anlattı.
İstanbul’un en eski semtlerinden biri olan Vefa yalnızca Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan zengin tarihiyle değil, aynı zamanda Türk futboluna kazandırdığı köklü kulübüyle de anılıyor. İstanbul’da Vefa semti merkezli olarak 1908 yılında kurulan bir spor kulübü olan Vefa Spor Kulübü’nün (SK) geçmişten bugüne tüm hikayesini Vefa SK Başkanı Özer Sarı, İletim Gazetesi’ne aktardı.
Bir semtin kalbi: 1908 yılında doğan bir tutku
Vefa SK’nin temellerinin atıldığı yıllara dair konuşan Sarı, bu kulübün 1908 yılında II. Meşrutiyet döneminde genç öğretmen ve öğrenciler tarafından kurulduğunu söyledi. Sarı, kurucular arasında dönemin eğitimli gençlerinden Mehmet Ali Bey, Hakkı Bey ve İsmail Hakkı Bey gibi isimlerin yer aldığını belirtti.
Vefa SK sporcularının savaş dönemlerinde etkin rol aldıklarını belirten Sarı, “Kulübümüz asıl büyük sınavını I. Dünya Savaşı ve Mütareke yıllarında verdi. İstanbul’un işgal altında olduğu o dönemde kulüp; yalnızca sporla değil, aynı zamanda milli dayanışmayla da bir sembol haline geldi. Oyuncuların bir kısmı cepheye gitti, kulüp faaliyetleri zor şartlarda sürdürüldü. Buna rağmen Vefa SK, hem sahada hem de toplumda moral ve birlik duygusunu canlı tutmayı başardı. Futbol, işgal altındaki halk için bir nefes ve umut aracıydı” ifadelerini kullandı.

Vefa SK’nin amaçlarını gençlere spor bilinci kazandırmak ve toplumsal dayanışmayı artırmak olarak sıralayan Sarı, kulübün rengi olan yeşil-beyaz renklerinin, semtin doğasından ve karakterinden ilham aldığını anlattı.
Kulübün sadece futbol değil; basketbol, boks, izcilik, atletizm, güreş, çim hokeyi, kürek, bisiklet ve voleybol gibi branşlarda da faaliyet göstererek tam anlamıyla bir spor kulübü kimliği kazandığını anlatan Sarı, “O yıllarda İstanbul’daki kulüplerin çoğu yabancı okullara bağlıyken Vefa SK tamamen Türk gençlerinden oluşan ilk kulüplerden biri olarak dikkat çekti” sözlerini kaydetti.
İstanbul Ligi’nin yeşil-beyaz savaşçılarının yükseliş dönemi
Kulübün yükseliş dönemine değinen Sarı, 1920’li ve 1930’lu yıllarda kulübün İstanbul Ligi’nde sergilediği performansla kısa sürede tanınan bir takım haline geldiğini söyledi. Sarı, Vefa SK’nin 1961-1962 sezonunda 6. sıraya kadar yükselerek o dönem için rekor sayılabilecek bir başarı elde ettiğini aktardı. Vefa SK’nin 1964-1965 sezonunda ise Beşiktaş’ı 1-0, Galatasaray’ı 2-1 yenerek büyük yankı uyandırdığını ifade eden Sarı, bu galibiyetler için “Takımımız ‘küçük bütçe büyük yürek’ anlayışının sembolü olarak hafızalara kazındı” dedi. Dönemin parlayan oyuncularına dair de konuşan Sarı, şu sözleri kullandı:

“Dönemin efsane isimlerinden Murat Şeker, Vefa’nın “beyni” olarak tanınırken; Mustafa Erhan yani Küçük Mustafa, gol yollarında taraftarın sevgilisi olmuştu. Nail İlyas savunmadaki sertliğiyle anılırken; Hüseyin Oktay, Vefa formasıyla parlayıp milli takıma kadar yükselmişti.’’
“Bugün adı gibi ‘Vefa’lı bir kulüp”

Sarı, bu başarılara imza atılmasının ardından kulübün yavaş yavaş düşüşe geçtiği yıllara değindi. Vefa SK’nin 1974 yılında 1. Lig’den düştüğünü ve uzun yıllar alt liglerde mücadele etmeye devam ettiğini belirten Sarı, kulübün altyapıya destek verdiğini ve semtin gençlerine yatırım yapmayı sürdürdüklerini söyledi. Sarı, ekonomik koşulların ve futbolun değişen dinamiklerinin kulübü zorlu bir sürece sürüklediğini açıkladı.
Vefa SK’nin günümüzdeki yeri ve önemine de değinen Sarı, takımın günümüzde Bölgesel Amatör Lig’de (BAL) mücadelesini sürdürdüğünü anlattı. Sarı, “Ne taraftarının sevgisi ne de kulübün ruhu azalmış durumda. Semtin dar sokaklarında hâlâ ‘Vefa’ adının yankısı duyuluyor. Yeşil-beyaz forma, İstanbul’un köklü spor tarihinin sessiz ama onurlu bir mirası olarak yaşamaya devam ediyor” ifadeleriyle kulübüne olan bağlılığını ifade etti.




