Hande Nur OCAK
Ajans İstanbul İletişim tarafından 8 Mart’ta düzenlenen “Habercilikte Dijital Dönüşüm” etkinliğine, Anadolu Ajansı İstanbul Bölge Müdürü Hüseyin Altınalan konuk oldu.
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Cep Sineması’nda düzenlenen etkinlikte konuşan Hüseyin Altınalan, her geçen gün daha fazla sosyal medyayı kullandığımızı, bu durumun da bireyleri, toplumu ve sektörü değişime uğrattığını söyledi. Altınalan, “Sektörler değişime uğruyor. Çoğu şirket reklam stratejilerini değiştirdi. Ağırlıklı olarak da sosyal medya reklamı verilmeye başlandı. Bu durumun hem avantajları hem de dezavantajları var” dedi.
Geleneksel medyanın yanı sıra yeni medyanın da önemini kavrayan şirketlerin buraya odaklanmaya başladığını söyleyen Altınalan, “Gazete reklamları devam ediyor tabi ki ama artık geleneksel medyadaki mecralar kendi sosyal medya alanlarını geliştirmek ve dönüştürmek çabasında” dedi. Yakın gelecekte internet bağımlılığının sigara bağımlılığı gibi mücadele edilmesi gereken toplumsal bir yara olacağından bahseden Altınalan, sosyal medya bilinci oluşturulmazsa dünyada sosyal medyadan kurtulmak için kliniklerin olacağına değindi.
“Medya, Teknolojinin Neresinde?”
Hayatın her alanında kendine yer edinen teknolojinin, medyaya dokunmadan geçmesinin imkansız olacağından bahseden Altınalan, cep telefonlarının olmadığı, televizyonların yayına başlamadığı tek kanallı bir dönemde, muhabirin gün içindeki gelişmeleri sadece tek bir kanala yetiştirme kaygısı taşıdığını söyledi. Altınalan, “Durum böyle olunca sahadaki haberin merkeze aktarılması çoğunlukla zaman ya da hız baskısı altında olmazdı. Çok sıcak bir gelişme olduğunda telefonla haber yazdırılırdı ve daha ötesi cep telefonu yokken bizler telsizle sıcak haberi yazdırırdık” dedi.
Mors Alfabesi’nden Whatsapp’a
Altınalan, şimdilerde Whatsapp’ı çok ciddi bir şekilde kullandıklarına değinerek “Whatsapp kullandığımızda, sıcak habere intikal edildiğinde saniyelerle yarışıyoruz ve daha hızlı olmamız gerekiyor. Genelde fotoğraflar problem olabiliyor fakat muhabirimiz yazabilecek durumda değilse merkeze attığı ses kaydını oradaki arkadaşımız dinler ve haberleştirir” dedi.
“Bilgi Demokratikleşti”
Medyada artık saniyelerle yarıştığımızı söyleyen Altınalan, bilginin demokratikleştiğini herkesin istediği yerden istediği veriye rahatça ulaşabildiğine değindi. Altınalan, bu noktada gazetecilerin geleneksel medyanın yeni medyaya dönüşümü sürecini yürütürken bir yandan da toplumun bilinçlenmesi görevinin yürütülmesi gerektiğini vurguladı. Altınalan, sözlerini şu şekilde devam ettirdi: “Sosyal medyanın yaygınlaşması sadece şirketleri değil aslında medyayı da yönetmeye çoktan başladı. Geleneksel medyanın hem kendi görevini yerine getirmesi hem de bu dönüşüme uyum sağlaması gerekiyor. Gündüzümde artık vatandaş gazeteciliği diye bir tanım ortaya çıktı. Gün içinde yanınızdan gelip geçen biri çektiği bir video ile gündem olabiliyor ve biz günlerce onun çektiği görüntüyü konuşuyoruz. Dijital dünyada her sunulanı kabul etmemek mutlaka teyit mekanizmasını geliştirmek gerekiyor. Bir haberi duyabilirsiniz ama bu haberin doğruluğunu ajanslar sağlamaktadır. Örneğin Anadolu Ajansı habere geçmezse o haber doğru değildir. Bizim haberimiz mahkemede delil kabul edilir.”
“Bilgiye Ulaşın Ama Teyit Edin”
Konuşmasını sonlandırırken Altınalan, öğrencilere toplumsal bakışımızı şekillendiren sosyal medyanın dijital dünyada var olmaya devam etmesi gerektiğini ama hem birey hem ülke olarak sorgulayıcı olmamız gerektiğini söyleyen Altınalan sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Cebinizdeki ekranların sizi hipnotize etmesine izin vermeyin, bilgiye ulaşın ama teyit edin.”
Program sonunda öğrencilerin sorularını cevaplayan, Hüseyin Altınalan’a Doç. Dr. Betül Önay Doğan tarafından plaket takdim edildi.