Merve TOKAZ
“Sinemada Sanat Yönetmenliği” konulu söyleşi 20 Aralık’ta İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Cep Sineması’nda gerçekleştirildi. Etkinlik kapsamında ‘Balık’, ‘Ben O Değilim’, ‘Nokta’ gibi önemli filmlerin sanat yönetmenliğini üstlenen Natali Yeres, öğrencilere mesleki bilgi ve deneyimlerini aktardı.
Birçok önemli projenin sanat yönetmenliğini üstlenen Natali Yeres, mesleğine dair önemli noktalara değindi. Bir projede en temel noktanın inandırıcılık olduğunu ifade eden Yeres, “Sinema işte bu yüzden yedinci sanattır.Çünkü gerçek her zaman inandırıcı olmuyor. Film aslında kendi gerçeğini yarattığı zaman inanıyoruz ve ikna oluyoruz. Bir dönem filmi ya da dizisinin dün ile bugün arasında bağlantı kurabilen ve inandırıcı olabilen bir iş olmasını istiyorsak, çok titiz çalışmalar yapmak gerekiyor” diyerek ön hazırlık sürecinin projenin önemli bir kısmını oluşturduğunu belirtti.
Yeres, sanat yönetmeni olarak projelerin hazırlık aşamalarında izlenen süreci şöyle ifade etti: “Her şeyin başı senaryo. Her sanat yönetmeni senaryoyu okuduktan sonra kendi düş dünyasına dalar. Çözümlemelerden yola çıkarak, o dünyayı nasıl kuracağınıza dair bir ön çalışmanın mutlaka yapılması gerekir” diyerek sanat yönetmenliğinin sanılanın aksine rastgele ilerleyen bir alan olmadığına vurgu yaptı. Sanat yönetmenliğinin bir teknik ve matematiğe sahip olduğuna da değinen Yeres ,” Biz yönetmenin rüyasını görmeye çalışırız. Ufak dokunuşlarımız olsa da esasen orada gerçekleşecek dünya, yönetmenin hayalidir” diyerek bir filmin uygun bir objektifle seyirciye aktarılmasında, sanat yönetmenlerinin rolünün büyük olduğunu belirtti.
“Her Filmin Bir Renk Dili Vardır”
Sanat yönetmenliğinin püf noktasının parçalardan yola çıkarak bütünü görebilmek olduğunu ifade eden Natali Yeres, “Her filmin bir renk dili vardır. Bu bütünlük bize hikaye ile gelir.En basit tanımıyla, komedi filmleri sıcak renkler ve yuvarlak formlar severken, korku veya gerilim filmleri daha soğuk renkler ve detaylar barındırır. Yani biz tüm bunlara dramaturji ile karar veriyoruz” diyerek, dramaturjinin önemine vurgu yaptı. Yeres, günümüzde sanat yönetmenliğinin sanıldığı üzere basit bir iş olmadığına değinerek, “Sinemada görüntü yönetmeni teknik dili oluşturur. Yönetmen, hem artistik hem teknik vizyonu ve devamlılığı takip eder. Sanat yönetmeni de görsel kimliği oluşturur. Önemli olan bu üç kolun uyum içinde çalışmasıdır” dedi.
“Sanat Yönetmenliği Uslup ve Tarzı Belirleyen Önemli Bir Alan”
Sanat yönetmenliğinin geleceğine dair değerlendirmelerde bulunan Yeres, bu sektörün çok geniş bir alanı kapsadığını ifade etti. Yeres, “Her ne kadar dijitalleşen bir çağda yaşasak ve teknik olarak ilerlemiş bir dönemde olsak da, sanat yönetmenliği üslup ve tarzı belirleyen önemli bir alan. Günümüzde sorun çok şeyin üretilip içeriğin boşalmış olması. Bu çokluğun içinde, kalifiye eleman olmaması sizleri de geriye götürüyor. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma refleksi ile bir takım şeyler iyileşecekken daha kötü olabiliyor. İş tanımları karışmış durumda” diyerek bu karışıklığın inandırıcılığı zedelediğine dikkat çekti.
Gerçekleştirilen soru-cevap kısmının ardından Doç. Dr. Özgü Yolcu, Natali Yeres’e teşekkür belgesini takdim etti. Toplu fotoğraf çekiminin ardından etkinlik sona erdi.