Tuğçe AYÇİN
10 Kasım Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü Anma Töreni, İstanbul Üniversitesi Rektörlük Bahçesi’nde düzenlendi. Törenin sonunda İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak; Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlık mücadelesi hakkında bir konuşma yaptı.
Tören, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak’ın Atatürk ve Gençlik Anıtı’na çelenk koymasıyla başladı. Saatler 09.05’i gösterdiğinde siren sesleri eşliğinde saygı duruşuna geçildi. Bir dakikalık saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı okundu.
“Atatürk’e Şükranlarımızı Sunuyoruz”
10 Kasım Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü Anma Töreni, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak’ın konuşmasıyla devam etti. Prof. Dr. Ak sözlerine “Bugün burada bir matem için birlikte değiliz. Atatürk’e olan vefa borcumuzu yerine getirmek ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bu günlere gelmesinde gösterdiği emekler için şükranlarımızı sunmak için birlikteyiz” şeklinde konuşarak başladı. İstanbul’un 16 Mart 1920 tarihindeki işgalinde, ilk işgal edilen binalardan birinin İstanbul Üniversitesi binası olduğunu belirten Prof. Dr. Ak, 29 Ekim’in ve 10 Kasım’ın İstanbul Üniversitesi için başka bir anlamının olduğunu vurguladı. Bu mücadelenin sadece bir anma ile yâd edilecek kadar sıradan olmadığını kaydeden Prof. Dr. Ak şu şekilde konuştu: “19. yüzyıl biterken bugün çok daha fazla ve açıkça gördüğümüz örneklerinde olduğu gibi, uluslararası ilişkilerin ve devletlerin tüm mücadelesi Osmanlı Devleti’ni tasfiye etmek ve onun yerinde kendi emirlerine uygun oluşumlar ortaya çıkarmaktır. Nitekim gelişen tüm paylaşma modelleri, aslında Avrupa’ya veya dünyaya güven vermek adı altında Osmanlı Devleti’ni bir yere koymakla alakalıdır. Tam da bunu yerine getirdiklerini düşündükleri anda Türk milleti tıpkı bugün Afrin’de, Zeytin Dalı’nda, Barış Pınarı’nda ortaya koyduğu gibi, hiç beklenmedik bir şekilde kendi köklerinden filizlenme beceresini ortaya koymuştur.”
“Bağımsızlık Duygusu Türk Milletinin Genlerinde Vardır”
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dünya liderleri arasında çok nadir görülen üstün liderliğinin ve bu liderliği kavrayacak geniş bir kadroya sahip olmasının önemine dikkat çeken Prof. Dr. Ak, “Bağımsızlık duygusu, isteği ve heyecanı, Türk milletinin genlerinde vardır ve dünya durdukça da var olacaktır” dedi. Sözlerine Büyük Taarruz’dan örnek vererek devam eden Prof. Dr. Ak, Büyük Taarruz’un, Türk milletinin eli silah tutan her erkeğinin cephede olduğu bir savaş olduğunu dile getirerek “Bu açıdan Türkiye’nin yeniden filizlenmesi çok kolay olmadı. Örneğin, 1955 yılında İstanbul nüfusu 900 bin, Türkiye nüfusu ise 23 milyondu. Bugün, alınan mesafenin çok iyi değerlendirilmesi gerekiyor” ifadesine yer verdi.
İstiklal mücadelesinin ardından Türk ordusunun modernleştirildiğini, devlet teşkilatı içerisindeki kurumların kendi içinde modern bir yapıya kavuşturulduğunu kaydeden Prof. Dr. Ak, “Menderes zamanında Türkiye’nin bir atılım evresi başladı. Türkiye’nin her yerinde sanki yeniden inşa edilircesine bir imar faaliyeti gerçekleşti. Bugün de aynı projenin, aynı hissiyatla Cumhurbaşkanımız tarafından uygulanıyor olması bize gurur vermektedir” şeklinde konuştu.
“Geleceğimizin Ümidi Gençlerdir”
Türkiye’nin, bağımsızlığına kast edenlere karşı ihtiyaç duyduğu gücün kendi içerisinde bulunduğunun farkında olduğunu ve bu güçle, özgüvenle ve büyük bir kudretle kendisini savunacak ve daha ileri götürecek politikaların peşinde olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ak ifadelerini şöyle sürdürdü: “Biz de üniversite olarak, YÖK Başkanımızın da takibiyle 100/2000 Doktora Bursu projesi uyguluyoruz. Bu proje aslında Atatürk’ün Türkiye’yi ileri götürme hedefi doğrultusunda, ülkemizin ilerlemesini sağlayacak öncü alanlarda doktora yapan gençleri yetiştirmeyi ifade ediyor. Atatürk’ün ‘Ben Cumhuriyeti gençlere emanet ediyorum’ sözü boşuna değildir. Geleceğimizin ümidi gençlerdir. Ve bu ümit sadece bir cümleden ibaret değildir. Birçok alanda Türkiye’ye yol açacak, yön gösterecek, rehberlik edecek olan gençlerin çalıştığı alanları biz de çok yakından takip ediyoruz. Ve burada gençlerin eğitimine önem veriyoruz.”
“Türk Milleti Dünya Durdukça Var Olacaktır”
Atatürk’ün ve arkadaşlarının canları pahasına ortaya koydukları mücadelenin öneminin altını çizen Prof. Dr. Ak konuşmasını şu şekilde tamamladı: “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve ona bu çalışma imkânını sunan, projelerini hayata geçirmede destek ve güç veren tüm silah arkadaşlarına, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesi vermiş tüm fertlerine bir şükran borcumuz var. Bugün bayrağımız daha da yükseklere çıkmıştır. Birlikteliğimiz, kararlılığımız ve bu davaya olan inancımızla daha da yükseklere çıkacaktır. Türk milleti ve Türk milletinin bu yüksek ideali dünya durdukça var olacaktır.”
10 Kasım Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü Anma Töreni, Atatürk ve Gençlik Anıtı’nın önünde hatıra fotoğrafı çektirilmesiyle sona erdi.